EBRD’nin Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Değerlendirmeleri ve Yeşil Dönüşüm Vurguları
EBRD’nin Türk bankacılık sektörü üzerindeki değerlendirmeleri ve yeşil dönüşüm vurguları, sürdürülebilirlik ve finansal yenilikler konusunda önemli içgörüler sunuyor. Bu makalede, EBRD’nin stratejik önerilerini keşfedin.
EBRD’nin Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Değerlendirmeleri
Francis Malige, Türk bankacılık sektörüne ilişkin değerlendirmelerinde, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Türk bankaları arasındaki işbirliklerinin uzun bir geçmişe sahip olduğunu vurguladı. Son dönemde, Türk bankaları ile imzalanan finansman anlaşmalarının sayısında önemli bir artış gözlemlendi. Malige, “Yılın bu dönemi itibarıyla Türk bankacılık ve finans sektörüne yaptığımız yatırımlar 600 milyon euro seviyesinde. Ancak yıl henüz sona ermedi; bu nedenle yıl sonuna kadar yatırımlarımızı sürdürmeyi planlıyoruz.” dedi. Geçtiğimiz yıl Türkiye’deki toplam 2,5 milyar euroluk yatırımlarının 1,2 milyar eurosunun finans sektörünü kapsadığını belirtti.
Malige, ayrıca Türk ekonomisinin yüksek enflasyon döneminden çıkmaya başladığını ve toparlanma sürecinde olduğunu vurguladı. Bu süreçte Türk bankacılık sektörünün güçlü bir performans sergilediğini ifade etti. Yaklaşık 20 yıldır Türk bankacılık sektörünü yakından takip ettiğini belirten Malige, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Türk bankacılık sektörü, güçlü sermaye ve likidite tamponlarına sahip. Bu durum, sektörde zorluklar olmadığı anlamına gelmiyor. Şu anda sektördeki en büyük zorluk, yüksek faiz ortamının yarattığı istikrarsızlık. Ancak artık daha istikrarlı bir makroekonomik politika olduğu için bankalar, bu belirsizlikten çıkma yolunda ilerliyor.”
Malige, sektördeki karlılığın dalgalı olduğunu ancak sağlıklı karlılık seviyelerinin devam ettiğini gözlemlediklerini söyledi. “Bu nedenle Türk bankalarının karlılığı hakkında endişeli değilim. Türk bankaları güçlü sermaye yapısına sahip ve bankalarla ilişkilerimizden oldukça memnunuz.” diye ekledi.
Son 12 aydan fazla süredir Türkiye’de ortodoks makroekonomi politikalarının uygulanmakta olduğunu hatırlatan Malige, “Ortodoks ekonomi politikalarının sürdürülmesi büyük bir önem taşıyor. Bence herkes, özellikle yabancı yatırımcılar ve kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye’nin ekonomi politikalarındaki bu geri dönüşü memnuniyetle karşılıyor ve bu politikaların kalıcı olacağına dair bir güven duyuyor.” şeklinde konuştu.
Yeşil ve Dijital Dönüşüm Üzerine Vurgular
Türkiye ekonomisindeki yeşil ve dijital dönüşüm konusunu da değerlendiren Malige, küçük ve orta ölçekli işletmeleri Türkiye’de finans kuruluşları aracılığıyla dijitalleşmeye ve yeşil dönüşüme yatırım yapmaya teşvik ettiklerini ifade etti. Bu kapsamda, 750 milyon euroluk bir yeşil ekonomi programı başlattıklarını belirtti. Şirketlerin yeşil dönüşümünün, özellikle Avrupa Birliği (AB) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması gibi uygulamalar nedeniyle kritik bir öneme sahip olduğunu söyledi.
Malige, “Şirketler, en büyük ihracat pazarları olan AB’ye ihraç ettikleri ürünleri temiz enerji ile üretmedikleri takdirde vergi ödemek zorunda kalacaklar.” diyerek, bu nedenle bankaların, düzenleyicilerle ve müşterilerle işbirliği yaparak bu mekanizmanın olumsuz etkilerini en aza indirmek için gereken adımları atmaları gerektiğini vurguladı.
Son olarak, EBRD’nin deprem bölgesine yönelik yatırımlarına da değinen Malige, depremin ardından 600 milyon euroluk bir finansmanı devreye aldıklarını ve bu finansmanın büyük bir kısmının bankalar aracılığıyla bölgedeki işletmelere sağlandığını ifade etti. Bu finansmanın neredeyse tamamının işletmelere verildiğinin altını çizen Malige, bundan sonraki aşamada işletmelerin ihtiyaçlarını anlamak ve gelecek adımları belirlemek için Türk bankalarıyla işbirliklerine devam edeceklerini sözlerine ekledi.