Dolar 34,2539
Euro 37,8172
Altın 2.929,02
BİST 8.896,91
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 30°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
30°C
Parçalı Bulutlu
Cts 27°C
Paz 24°C
Pts 25°C
Sal 25°C

Kartlı Harcama Tercihlerinde Son Dönem Eğilimler

Kartlı harcama tercihleri son dönemde önemli değişimler gösteriyor. Tüketicilerin alışveriş alışkanlıkları, dijitalleşme ve ekonomik faktörler doğrultusunda nasıl evriliyor? Detaylar için yazımıza göz atın!

Kartlı Harcama Tercihlerinde Son Dönem Eğilimler
23 Eylül 2024 09:00

Merkezin Güncesi’nde yer alan “Kartlı Harcama Tercihlerinde Son Dönem Eğilimler” başlıklı analiz, dijitalleşme ve yüksek enflasyonun etkisiyle birlikte nakit taşımanın maliyetinin arttığını ve bu durumun banka ve bireysel kredi kartlarının (BKK) kullanımını nasıl artırdığını ele alıyor. Kartların sunduğu nakit avans ve vadeli ödeme seçenekleri, tüketicilere borçlanma imkanı tanırken, son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon da kartlı harcama bakiyesinin nominal ve reel bazda belirgin bir şekilde yükselmesine katkıda bulunuyor. Bu yazıda, kartlı harcama bakiyesindeki gözlemlenen reel artışı analiz ediyor ve bireylerin nakit yerine kart kullanımına yönelmesinin bu artışta ne denli önemli bir faktör olduğunu ortaya koyuyoruz.

Türkiye’de yaklaşık 28 milyon aktif kredi kartı kullanıcısı ile birlikte, toplamda 125 milyon kredi kartı ve 191 milyon banka kartı bulunuyor. Kartlı harcamaların toplam hacmi ise 12,8 trilyon Türk lirasına ulaşmış durumda. Analizde, 2021 yıl sonundan 2023 yılının üçüncü çeyreğine kadar faiz oranlarının enflasyonun görece altında kalmasının bakiye büyümesindeki hızlı artışta önemli bir rol oynadığı vurgulanıyor. Ancak, kredi kartı ile yapılan harcamaların artışında yalnızca kartla borçlanma maliyetinin değil, diğer faktörlerin de etkili olduğu ifade ediliyor. Kartlı harcama tercihinin artmasında, kartlı ödeme yöntemlerinin sağladığı kullanım kolaylığı, salgın döneminde temassız ödeme tercihinin hızlı bir şekilde yaygınlaşması ve nakit taşımanın azalması gibi unsurlar ön plana çıkıyor.

Nitekim, aynı dönemde herhangi bir borçlanma imkanı sunmayan banka kartlarıyla yapılan harcamalarda, kredi kartlarına göre daha yüksek oranda bir reel artış gözlemlenmesi bu görüşü destekliyor. 2015 yılından günümüze, kredi kartıyla yapılan harcamalar reel bazda yaklaşık 2 kat artarken, banka kartlarıyla yapılan harcamalar ise yaklaşık 3 kat artış göstermiştir. Bu artışın önemli bir kısmı (kredi kartlarında yüzde 100’ü, banka kartlarında yüzde 80’i) 2021 yılı sonrasında gerçekleşmiştir.

Kredi kartı ile yapılan işlem adetlerinin Kovid-19 salgını sonrası dönemde finansal teknolojilerin gelişimi ile önemli ölçüde arttığına da dikkat çekilmektedir. Salgın öncesi dönemde, BKK işlem adetleri yıllık yaklaşık 4 milyar civarındayken, 2024 yılı itibarıyla bu miktarın 10 milyara yaklaşacağı öngörülmektedir. Ayrıca, salgın süreciyle birlikte ivmelenen ve ödeme sistemlerindeki teknolojik altyapının gelişimiyle desteklenen temassız ödeme tercihlerinin (banka kartı dahil) yaygınlaşmaya devam ettiği belirtiliyor. 2015 yılında ayda yalnızca 2 milyon temassız ödeme işlemi yapılırken, mevcut dönemde her ay 1 milyar adetin üzerinde temassız ödeme işlemi gerçekleşmektedir.

Ödeme tercihlerinin nakit kullanımından kart kullanımına kaymasının, hane halkı harcama türlerine de yansıdığı ifade ediliyor. Gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) en büyük kalemi olan hane halkı tüketim harcamalarında, BKK ile taksitsiz yolla veya banka kartı ile yapılan harcamaların payı son yıllarda artış göstermiştir. Örneğin, banka kartı ile yapılan harcamaların toplam hane halkı tüketimindeki payı yüzde 6,8’den yüzde 10’un üzerine, taksitsiz kredi kartı payı ise yüzde 21’den yüzde 34’e ulaşmıştır.

Analizde, BKK harcamalarının yaklaşık dörtte üçünün taksitsiz yolla yapılıyor olması ve nakit avans kullanım hacminin toplam kartlı harcamalarda düşük bir paya sahip olmasının, kredi kartlarının borçlanma amacıyla kullanılma eğiliminin düşük olduğunu gösterdiği vurgulanıyor. Ayrıca, dolaşımdaki paranın enflasyondan düşük büyüme oranının daha fazla kişinin günlük işlemlerinde nakit yerine kartları tercih etmesine yol açtığı belirtiliyor. Önceki yıllarda tarihi yüksek seviyelere ulaşan kartlı harcama bakiyeleri, tüketici ödeme alışkanlıklarındaki enflasyonist baskılar ve nakit yerine kart kullanmanın sağladığı kolaylık nedeniyle önemli bir değişikliği yansıtmaktadır.

Sonuç olarak, politika yapıcıların ve analistlerin ekonomideki talep koşullarını ve hane halkı borcunu değerlendirirken, bu davranış değişikliklerini dikkate almaları gerektiği kaydedilmektedir. Kart kullanımındaki artış, çoğunlukla borçlanma ihtiyaçlarından bağımsız bir şekilde gerçekleşmekte olup, bu durum borçlu talebindeki artıştan çok, harcama davranışındaki değişimi yansıtmaktadır. Bu nedenle, yalnızca kredi kartı kullanımı gibi geleneksel göstergelere dayanarak yapılan çıkarımlar, yanlış yorumlara neden olabiliyor.