Doğal Afet Sigortaları Kurumu DASK
2000 yılında kurulan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşudur.
En Çarpıcı Dönüm Noktası 1999 Marmara Depremi Olmuştur
Türkiye’de afet yönetimine ilişkin olarak örgütlenmelere ait yasal düzenlemeler, daha önceleri meydana gelen her doğal afet olayından sonra, o olaya ilişkin olarak özel bir kanunun çıkarılması yöntemi ile gelişmiştir. Ancak, yasal düzenlemeler açısından, Türkiye’de afet yönetimi ve koordinasyonu alanında radikal ve rasyonel olarak en çarpıcı dönüm noktası 1999 Marmara Depremi olmuştur. Can kaybının çok olduğu ve geniş çaplı maddi hasara neden olan bu deprem, ülkemizdeki afet yönetimi sisteminin yetersizliklerini ve dünyada gelişen afet yönetimi anlayışına uygun yeni politikaların geliştirilmesi zorunluluğunu bir kez daha gündemimizin merkezine oturtmuştur.
Marmara depreminin hemen ardından, bölgede normal yaşama dönülebilmesi ve gereken yasal önlemlerin hızlıca alınabilmesi amacıyla, 4452 Sayılı “Doğal Afetlere Karşı Alınacak Önlemler ve Doğal Afetler Nedeniyle Doğan Zararların Giderilmesi İçin Yapılacak Düzenlemeler Hakkında Yetki Kanunu” ile hemen ardından çok sayıda kanun, KHK, tüzük ve yönetmelik çıkarılmıştır. Yetki Kanunu’na dayanılarak hazırlanan 587 Sayılı “Zorunlu Deprem Sigortası’na Dair KHK” yürürlüğe girmiştir. Söz konusu KHK ile bu kapsamdaki konutlar için ZDS yapmak üzere Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) kurulmuştur.
Bu çalışmada, ülkemizde uygulanan afet yönetimi politikaları mevcut yasal düzenlemeler ele alınarak incelenecek; deprem nedeniyle maddi zarara uğrayanlar için belirli miktardaki maddi desteğin kısa sürede sağlanabilmesi amacıyla DASK çok başarılı bir şekilde hayata geçirilmiş ve bugüne kadar gerçekleşen depremlerin sonrasında çok başarılı bir şekilde tazminatları hesap ederek ödemiştir. Şu anda mevcut içeriğe Ek olarak diğer doğal afetlerin de sisteme dahil edilmesi konusu gündeme getirilmiştir. Burada sigorta sektörü açısından ince bir çizgi bulunmaktadır ki o da zorunlu olan kısmın yapılması halinde bu miktarın üzerinde kalan ve haricinde kalan ihtiyari kısımların sigortasının yapılmasında yaşanan ve yaşanacak olan tüketici nezdindeki çekimserlik konusu için dikkatli bir kamuoyu bilgilendirmesi yapılmalıdır. Kamu yararına kurulan bu kuruluşun özel sigorta şirketlerinin teminat sunma ve satışını yapma özgürlüğünü kısıtlamaksızın, tüketicinin yaralarının bu tip doğal afetler sonrasında hızlıca sarılması için bu konuyu yukarıda saydığım çekince ile desteklediğimi belirtmek isterim.