Zeus’un Eşleri Themis Ve Metis – Ebru Satıcı
Zeus’un eşleri; adalet tanrıçası Themis ve bilgelik tanrıçası Metis…
Adalet Tanrıçası: Themis
Hukuk ve adalet tanrıçasıdır. Themis’in kader ve düzen tanrıçalarını doğurduğu iddia edilir. Adalet ve düzeni temsil eder. Themis çoğunlukla bir elinde kılıç diğer elinde terazi bulunan ve gözleri bağlı olarak tasvir edilir. Terazi adaleti ve bunun dengeli şekilde dağıtılmasını simgelerken diğer elindeki kılıç ise adaletin keskinliğini simgelemektedir. Kadın adaletin kaynağı olarak gösterilmiş ve simgelenmiştir ve toplumdaki dengeyi sağlayan, düzenin kaynağı olarak da gösterilmektedir. Themis Olympos’ta Zeus’un yanına oturdu. Tanrılar divanına başkanlık etti. Ama ona cezalandırma yetkisi verilmedi. Sadece evrensel adalet ilkesi peşinde olmakla görevlendirildi. Themis’in başka bir özelliği ise kadın olmasıdır. Dişil prensibi simgeler. Düzeni ve zekayı niteleyen yönleriyle il, ortaya çıkartıldığı dönemdeki toplum yapısının anaerkil özellikler gösterdiğine ipicu olarak gösterilebilir. Eski topluluklarda kadına cinsiyetinin de ötesin de” ana” rolüyle büyük bir sosyal güç atfedildiği de belirtilmelidir. Themis’in Zeus’la evliliğinden yazgı tanrıçaları Moirlara doğdu bu evlilikten daha sonra düzen tanrıçaları Horalar doğdu.
Kader Tanrıçaları: Moiralar
Moira pay eden, paylaştırılan anlamına gelen ve insanın doğmadan önce payına düşen ve asla değiştirilemeyen alın yazısını ya da kaderini simgeleyen tanrıçalardır. Başlangıçta her insanın “moira”sı vardır ve bu onun bu dünyadaki payı, nasibi ( ömür, mutluluk, mutsuzluk, vs) anlamına gelir, bu soyutlama giderek hızla bir tanrısal varlık durumunu almıştır. Moira denince çokluk, ecel, ölüm akla gelir, onun içindir ki Homeros destanlarında kader diye çevirilen “Moira” uğursuz ve zorlu olarak nitelenir. Homeros Moiralardan söz eder ama onların adlarını belirtmez. Hesiodos ise Tanrıların Doğuşu (Theogonia) eserinde;
“Daha sonra Zeus ile Themis evlendi,
Parıldayan kanun kraliçesi,
Yaşam paylarımızı düzenleyen moiraları doğurdu,
Klotho, Lakhesis, Atropos,
Zeus üstünlük vermiştir onlara,
Ki onlar verir yalnız insanlara,
Mutlu yada mutsuz yaşam paylarını.”
Hesiodos’un Theogonia’sında kader tanrıçaları kişileştirilmiş ve tanrıların ötesindedir. Zeus’tan ve Themis’ten doğan üç kız kardeşlerdir. Burada Moiralar sadece ömür payını değil bir de mutluluk ve mutsuzluk paylarını da veriyor demektir insanlara. Bu üç kader tanrıçalarını teker teker ele alıp incelersek;
Klotho
Klotho; Bükmek, dokunmak anlamına gelir. Klotho elinde örekesiyle, her bir ölümlünün doğduğu ondan itibaren, ölümüne dek ömür ipliğini eğirir; bundan dolayı işareti masuradır.
Lakhesis
Lakhesis; Kader alın yazısı tanrıçasıdır. Ömrün uzunluğunu belirler; işareti ise kağıt tomarı veya küredir.
Atropos; Geri dönülmez anlamına gelir. ömür ipliğine kaçınılmaz darbeyi indirir. Bu nedenle makas terazi veya güneşi taşır. Moiralar arasında eceli ve ölümü simgeler.
Her üçü de Zeus’un kızıdır. Ama onların verdiği kararı değiştirmeye babalarının bile gücü yetmez. Bu tanrıçalar ölümlülerin alın yazılarını kararlaştırdıkları gibi gök kürenin hareketine ve dünyanın düzenine de göz kulak olurlar. İnsanların yazgıları, bu tanrıçaların yaşadıkları sarayda demir ve tunç üzerinde kazılmıştır. Bunlar dışında insanların doğumlarını da yöneten Moiralardır. Moiraların efsaneleri yoktur; onlar yarı dinsel yarı filozofik bir görünüşün canlandırılmış imgeleridir. Moiralar Antik Dönem inancı içerisinde insanlar tarafından çoğunlukla mutlak güç olarak hiçbir tanrısal varlık tarafından değiştirilemez yada karşı gelinemez üstün bir güç olarak kabul edilmişlerdir.
Platon “Devlet” diyalogunun son bölümünde, yeniden yeryüzüne çıkacak olan ruhların Moiralara başvurduğunu anlatmaktadır;
“Üç tahtta üç kız oturur: bunlar zorunluluğun kızları olan kader tanrıçaları Lakhesis, Klotho ve Atropos’tur. Beyaz cübbeler içinde, başlarında çelenklerle denizkızlarının şarkılarına eşlik ederler. Lakhesis geçmişin, Klotho bugünün, Atropos geleceğin şarkılarını söyler. Ruhlar oraya ulaştıklarında Lakhesis’in huzuruna getirilmişler hemen. Bir tanrı habercisi ruhları sıraya sokmuş ve Lakhesis’in kucağındaki kura numaralarını ve hayat örneklerini aldıktan sonra yüksekçe bir kürsüye çıkıp şöyle demiş: “zorunluluğun kızıbakire Lakhesis buyurmuştur ki siz fani ruhlar yeniden ölümlü soyun zorunlu döngüsüne ikinci kez gireceksiniz. Size bir Daimon verilmeyecek onu siz kendini seçeceksiniz. Kura sonucu kaderini seçme şansını ilk elde eden kimse, kaderini, bir daha değiştirilemeyecek şekilde belirleyecektir. Herkes kendi yarattığı kaderinden sorumludur. Seçtiğiniz kaderlerden tanrı sorumlu tutulamaz. ” Bunu söyledikten sonra kura numaralarını onlara doğru atınca herkes kendi önüne düşeni almış. Bütün ruhlar kurada çıkan sıraya göre hayatlarını seçtikten sonra sırayla Lakhesis’in yanına gelmişler. Lakhesis, onlara perilerini vermiş. Bu perilerin onları hayat boyu koruyacağı ve seçtikleri hayatın gereklerini yerine getirecekleri varsayılıyorlarmış. Bu periler, ruhları Klotho’nun elinin altından ve hızla dönen kirmenin altından geçiriyor ve ruhların seçtiği hayatları sırayla onaylıyorlarmış. Klotho’ya dokunan ruhlar, kaderleri tarafından Atropos’un çıkrığına getiriliyor ve bu sayede Klotho’nun onayladığı hayat değiştirilemez kılınıyormuş”
Düzen Tanrıçaları: Horalar
Hora sözcüğü, doğal zaman parçası, yıl, gün, saat, yaşama değişikliği, iklim gibi anlamlara gelir ve ölçüyü, ölçmeyi değişenin bir düzen içinde belirlenmesi düşüncesinin içerir. Hora, Yunanca ve Latince de hem “mevsim hem de “ saat” anlamına gelmektedir. Latince saat anlamına gelen “hora” ile bir tutulduğu için adları “ saatler” diye de çevrilir. Bu çeviri hem doğru, hem yanlıştır. Çünkü bu tanrısal varlıklar bir ölçü, bir düzeni yansıtmakla zaman ölçülerini de içerirler, ama etkileri insansal kavramları aşar.
Hora’lar Moira’ların kız kardeşi, Themis ve Zeus’un kızlarıdır. Horalar doğada düzeni simgeleyen üç Tanrıçadır. Homeros bu tanrısal kızları “ Gök’ün Kapıcıları” diye adlandırır Olympos’un kapılarını açıp kapama görevini onlar yerine getirirmiş. Homeros’un İlyada eserinde Horaları Olymposta görürüz;
“Gökyüzünün kapıları kendiliğinden gıcırdadı. Saatler gözetir o kapıları yaygın gökte Olympos emanettir onlara kapıları bir açarlar, koyu bulutlara bir kapatırlar. ”
Tanrıçalar arabalarıyla Olympos’a dönünce;
“Horalar güzel yeleli atları çözdüler komşudan çektilertanrısal ahırlara ışıldayan bir duvara dayadılar arabayı”
Hesiodos ise Themisten doğan Horaları şöyle anlatır;
“Themisle evlendi Zeus,
Işık saçan yasalar tanrıçasıyla,
Bu tanrıdan doğdu Horalar.
Eunomia en iyi yasaların tanrıçası,
Dike, en haklı yargılar veren tanrıça,
Eirene, o bereketli barış tanrıçası
Ki korur insanların ekip biçtiklerini”
Horalar saçları örgülü, etekleri topuklarına kadar inen uzun entarili, başları taçlı üç genç kız olarak tasarlanırdı. Mevsimlerinde temsil ettikleri içinde ellerinde bir buğday başağı, bir üzüm salkımı yada çiçek tutarlardı. Ama onlar, daha çok soyut kavramlar olarak tasarlanır ve efsanelerde yer almazlar. Horaları teker teker ele alacak olursak, simgeledikleri varlıkları daha iyi anlarız;
Eunomia
Eunomia; Düzeni, iyi yasalarla kurulmuş bir toplum düzenini simgeler.
Eirene
Eirene; İnsanlara bereket ve mutluluk sağlayan barıştır.
Dike
Dike; Hak ve adalet anlamına gelir. Themis’in kızları arasında ister yazında, ister yaşamında en çok adı geçen tanrıça odur. Doğruluk, toplulukların varlığını ve mutluluğunu sağlar. Dike, insanların görevlerini, işlevlerini ve toplum içindeki konumlarında belirlemekte ve bireylerle toplumsal yapıyı oluşturan bölümler arasında görevlerin, onurların, erkin paylaşımını sağlamaktadır. Böylece Dike, bir ve aynı topluluğu, birleşmiş siteyi kurmak için bu öğeleri ile düzeni de temsil etmektedir.
Bu tanrıçalar doğal ve insansal toplulukların can damarı, denge ve sürekliliğin başlıca etkenleridir.
Akıl ve bilgelik Tanrıçası: Metis (Mnemosyne)
Yunan mitolojisinde Tanrıların kralı Zeus’un ilk karısı olan Metis, hikmet ve akıl (bilgelik, kurnazlık, erdem, danışmanlık, planlama) tanrıçasıdır. “Mati”-“ma” (Sanskritçe dili) kökünden türeyen Metis danışma ve tavsiye anlamına gelmektedir. Aynı zamanda zeka, sanat ve barış tanrıçası Athena’nın da annesidir.
Metis, Zeus’tan hamile kaldığında Zeus kendisinden daha güçlü ve büyük bir çocuk doğuracağı korkusuyla Metis’i yutar. Athena’yı ise tepeden tırnağa silahlı kuşanmış şekilde kafasından doğurduğu bilinen Zeus, aynı zamanda içinde Metis’le yaşamakta ve iyilikle kötülüğün haberlerini ondan almaktadır. O günden sonra Metis iktidarın sevmediği bilge (yani Zeus’un) olarak kabul edilmiş ve kendisini tek bir kral olarak inşa eden Zeus’un eksik kalan parçası olmuştur (Zeus baş edemediğini anlayınca yok etme içgüdüsüyle hareket eder). Yani Metis doğasında, başarının kaba kuvvette olmadığını bilgide olduğunu savunmuştur. Metis, ilahi bilginin ve kutsal aklın kısaca hikmetin vücut bulmuş halidir. Hikmetin sembolü ise Su’dur ve su Metis’in başlıca sembolüyken diğer sembolleri ise; mızrak, zeytin dalı ve baykuştur. Mızrak savaşı temsil ederken, zeytin dalı barışı, baykuş ise bilgeliği temsil etmektedir. Fakat burada önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekir ki; baykuş aslında Athena’nın sembolüdür, Athena ise Metis’in çocuğudur. Bununla birlikte birçok şair annesiz tanrıça olarak Athena’yı göstermektedir. Ve de Metis temelde bilge, danışman olarak anılmaktadır. Zeus ile birlikteliğinde Musaları dokuz ilham perilerini doğurmuştur.
İlham Perileri: Musalar
Yunanca “mousa” Latince “musa” diye adlandırılıp batı dillerinin hepsine giren esin perisidir. ama Musa yalnız şairlere, şiirler esinleyen bir peride değildir. Etki alanı çok daha geniştir. Adının kökeni asıl kimliğinin açıklamasına yardım eder; “mousa” Yunanca akıl, düşünce yaratıcılık gücü kavramlarını içeren “men” kökünden gelmektedir. Bu kök Zeus’un musaları üretmek için evlendiği titan tanrıca Mnemosyne’nin adında görülür. Kaba güçleri yenip başa geçtikten sonra kendi egemenliğini kurabilmek için Zeus tanrının ilk işi düzenli ve ölçülü oldukları oranda yaratıcı olan güçleri benimsemek olmuştur. Musalar işte bu gücün ürünü ve simgesidir. Bu güç ise insanüstü doğa güçlerinden uzaklaşıp insana yaklaşmayı amaç edindikleri zaman benimsedikleri bir güçtür. Musalar böylece insan ve tanrı arası birer varlık olarak düşünülebilir; insanı tanrı, tanrıyı insan yapar Musalar.
Hesiodos Musaları Tanrıları Doğuşu (Theogonia) eserinde su sözlerle tanımlar;
“Güzel saçlı Mnemosyne ile de sevişti Ondan doğdu Musa tanrıçalar, Getirdi onları dünyaya Belâları unutturmak ve kaygıları dindirmek için. Dokuz gece buluştu onunla kutsal yatağında Engin akıllı Zeus, ölümsüzlerden uzakta. Günler aylar geçip bir yıl tamam olunca Dokuz kız getirdi dünyaya Mnemosyne. Dokuz eş yürekli kızdı bunlar Ezgiler söylemektir bütün işleri, Başka hiçbir kaygı yoktur yüreklerinde. Karlı Olympos’un yüksek tepesinde Ordadır koroları ve güzelim yurtları, Kharitler de Himeros da başlarında Yükselir güzel sesleri havalarda Yürür dururlar Olympos yolunda, Tanrısal bir ezgi sarar dört bir yanı, Kara toprak yankılanır tanrı övgüleriyle, Büyülü bir ses yükselir adımlarından Yürürken yüce babalarına doğru, O babaları ki hüküm sürer göklerde Elinde şimşek ve ateş saçan yıldırımla Yendiği günden beri babası Kronos’u Ve ölümsüzlere dağıttığından beri Bütün yetkileri ve şeref paylarını. İşte böyle seslenir Olympos’lu Musa’lar Dokuz tanrısal kızı ulu Zeus’un: Klio, Euterpe, Thalia, Melpomene, Terpsikhore, Erato, Polymnia, Urania Ve hepsinin başı sayılan Kalliope, Kalliope’dir çünkü krallara eşlik eden Zeus’un kızları hangi kralı yüceltirse, Zeus’un beslediği krallardan hangisine Çevrilirse gözleri dünyaya gelirken, O kralın diline sabah çiğleri dökülür, baldan tatlı olur her söyledikleri, bütün halkın gözü onun üstünde olur Haklı ve dosdoğru yargılar verdiği zaman. Hiç yanılmadan söylediği sözler Son verir hemen en büyük çatışmalara. Kralın akıllısı bundan anlaşılır: Haksızlığa uğramış insanların kavgasız öc almasını sağlar Yatıştırıp yürekleri tatlı sözlerle. Halkın ortasında yürüdüğü zaman Bir tanrı gibi sayılır, kutlanır, Yumuşak davranışıyla ışık salar Çevresinde kaynaşan kalabalıklara, İşte budur Musa’ların insanlara verdiği, Musa’lardan ve okçu Apollon’dan gelir Yeryüzündeki ozanlar ve çalgıcılar Nasıl Zeus’tan gelirse krallar. Ne mutlu Musa’ların sevdiği insana Bal akar onun dudakları arasından. Bir insanın dertsiz başına dert mi düştü, Üzüntüden kan mı kurudu yüreğinde, Musa’ların sevgilisi bir ozan Anlatınca eski insanların destanlarını, Övünce Olympos’un mutlu tanrılarını Unutuverir hemen dertlerini, Çıkar gider aklından üzüntüleri, Şeneltir onu tanrıçaların büyüsü. ”
Dokuz Musa tanrıçaların görevleri;
Kalliope
Kalliope; Adı güzel sesli anlamına gelir. Hesiodos Tanrıların doğuşu da Musalara seslenip hepsinin adını sayarken Kalliope için “hepsinin başı sayılan Kalliope” der. Lirik şiirin esin perisi sayılır. Başka kaynaklardsa epik şiirin denir. Kimi efsaneye göre Kalliope Seiren’lerin, ozan Linos’un ya da Rhesos’un anasıdır.
Kleio
Kleio; Adı, kutlamak, övmek anlamına gelen “Kleio” fiilinden türemiş olan Kleiomusalardan biridir. İnsanların unutulmaması gereken, ünlü şanlı eylemlerini dile getirdiği için, tarih alanı ona ayrılmıştır, tarih yazarlarını esinleyen peri sayılmıştır. Sağ elinde boru ya da gitar bulunur, kahramanlıkları dile getiriri. Bunlarla; kimi resimlerde elinde bir Klepsydra, yani su ssati vardır, dağların akışını ölçmeyi simgeler.
Erote
Erote; Sanatlardan lirirk şiiri özellikle aşk şiirini simgeler ve esinler.
Melpomene
Melpomene: Çokluk tragedyayı simgeler. Yüzünde açıklı bir ifade vardır. Neşelide olsa tamamen mutlu görünmez elinde bir bıçak ve yüzünde bir maske ile resmedilir.
Urania
Urania; Yunanca “cennet gibi” kökünden gelir adından anlaşılacağı gibi gök bilimini simgeler. Astronominin ilham perisidir. Çoğunlukla yıldızlı desenli bir pelerinle gökyüzüme bakarken resmedilir.
Polymnia
Polymnia; Yunanca “ birçok şarkı” kökünden gelen bu müzik, kutsal ilahilerin, dansların ve hitabetin ilham perisidir. Meditasyonda bu periye atfedilir. Zaman zaman seyrek de olsa geometri ve tarımda da ilham perisi olarak bilinir. Ciddi ağırbaşlı bir ifadesi vardır.
Euterpe
Euterpe; Yunanca “ hoşnut etme1 kökünden gelen Eurtepe Eurtere olarak da alınır. Müzik ve lirik şiirin ilham perisidir. Eğlence ve zevk de bu ilham perisine atfedilmiştir. Elinde flütle tasvir edilir.
Terpsikhare
Terpsikhare; Dansı ve hafif şiiri simgeler elinde liri ile otururken tasvir edilir.
Thalia
Thalia; bitkisel gelişmeyi doğanın fışkırmasını dile getirir. Yetki alanı komedyadır.
Musaların kendilerine özgü efsaneleri yoktur, tanrıların bütün şenliklerinde ezgi söyler dans ederler.
Ebru Satıcı…
KAYNAKÇA
Erhat, A. (1996). Mitoloji Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitapevi.
Homeros (1999). İlyada, Azra Erhat (Çev. ). İstanbul: Can Yayınları.
Hesiodos (1977). Eserleri ve Kaynakları Azra Erhat (Çev. ). Ankara:Türk Tarih Kurum yayınları.
Platon (2007). Devlet. Hüseyin Demirhan (Çev. ). Ankara:Eos Yayınları.
Yıldırım, N. (2019). Antik Dönem de Moiralar Kader ve Ölüme hükmeden Tanrıçalar, Ardahan: Uluslararası Mitoloji sempozyumu.
Harun Bodur, Adalet Tanrı(ça)ları: Themis ve Diğerleri, HFSA Dergisi, 2019/2.