Sözlük – Faizsiz Finans
AKİT
Hukukî sonuç doğurmak amacı ile iki veya daha çok kimsenin veya kuruluşun karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile gerçekleşen işlem, sözleşme, mukavele, kontrat.
BEY’
Satış, mal ya da satılabilir bir hakkın bedel karşılığı bir başkasına devredilmesi.
BİRİM DEĞERİ
Katılım bankasının katılma hesaplarına fon kabul ettiği ilk gün için 100 olarak kabul edilen ancak kâr veya zarar edildiğinde değişen, kâr veya zarar kayıtlarının yapıldığı günlerde, vadelerine göre ayrılmış her bir fonun toplam değerinin fonun bir önceki günkü toplam hesap değerine bölünmesi suretiyle hesaplanan, kâr veya zarar kaydı yapılmayan günlerde ise bir önceki günün birim değerine eşit olan katsayıyı ifade eder.
BİRİM HESAP DEĞERİ
Katılma hesabının cari değerini belirleyen ve birim değer ile hesap değerinin çarpılması suretiyle hesaplanan, katılma hesabı sahibinin üzerinde hak iddia edebileceği tutardır.
Hesabın açıldığı gündeki birim hesap değeri, haliyle hesabın kendisine eşittir. Fonun işletilmesi sonucu kâr elde edildiğinde birim değer yükseldiğine göre bu yeni birim değerin, hesap değeri ile çarpımı sonucu bulunan yeni birim hesap değeri, fon sahibinin vade sonunda hak iddia edebileceği meblağı yani yatırdığı para artı kârını gösterir.
Örnek-1: Bir müşteri kurum adına açtırdığı katılma hesabına 1 milyon TL yatırmıştır. Paranın yatırıldığı gün geçerli olan birim değeri 100 ise,
Hesap değeri = 1.000.000 / 100 = 10.000
Örnek-2: Bir müşteri katılım bankasında açtırdığı 1 yıl vadeli katılma hesabına 100.000 TL yatırmıştır. Bir yıl sonra birim değeri 109’a çıkmıştır. Bu hesabın vade sonundaki birim hesap değeri şu şekilde hesaplanacaktır.
Yatırılan Para : 100 = Hesap Değeri
100.000 TL : 100 = 1.000
Vade Sonundaki Birim Değeri : 109
Hesap Değeri x Birim Değeri = Birim Hesap Değeri
1.000 x 109 = 109.000 TL çıkacaktır.
CAİZ
Meşru, yapılabilir, dinen sakıncasız, mubah.
ENFLASYON FARKI
Paranın kaybettiği değer, paranın alım gücündeki azalma oranı. Enflasyon farkının borçludan talep edilmesi faiz değildir. Bilakis enflasyon farkı alacaklının hakkıdır.
FAİZ
Borçtan (karz) elde edilen gelir. Örneğin 100.000 TL borç verip 48 ay vadede 125.000 TL istendiği takdirde verilen borç ile tahsil edilen miktar arasındaki 25.000 TL faiz sayılır. Ayrıca birbirinin yerine geçebilecek malların vadeli satımı da faizli işlem kabul edilir. Mesela 100.000 TL verip üç ay sonra 46.000 EURO almak faizli işlemdir. Zira, paralar birbirinin yerine geçebilirler. İslamiyet’te borçtan gelir (menfaat) sağlamak yasaklanmıştır. Borç verilecekse faizsiz verilmelidir; ticaret (mal alım satımı) ise mübahtır.
Borç (Deyn veya Kredi) faizi; ödünç, alım-satım veya başka her hangi bir sebepten zimmete geçen bir borca karşılık ödenecek olan mal veya parada, belli bir vadeden dolayı şart kılınan fazlalıktır.
FAİZSİZ BANKACILIK
Fon toplama ve fon kullandırma faaliyetleri ile diğer bütün bankacılık işlemlerinde faizin kullanılmadığı, parasal işlemlerle mal ve hizmet hareketlerinin birbirine sıkı sıkıya bağlandığı, her para hareketinin mutlaka bir mal veya hizmete karşılık geldiği; gelirin kâr ve zarar ortaklığı esasına göre bölüşüldüğü finansal sistem.
GARAR
Belirsizlik hali, bilinmezlik, meçhuliyet.
HARAM
Yapılamaz, gayr-ı meşru, dinen yasak, yapıldığında dinen dünyevi ya da uhrevi ceza olan şey.
HESAP DEĞERİ
Katılım bankasının katılma hesaplarına fon kabul ettiği ilk gün, hesap sahibince yatırılan tutarın 100 olarak kabul edilen birim değere bölünmesi suretiyle, müteakip günlerde ise, para yatıran veya çeken kişiye ait hesap değerine, hesap sahibince yatırılan veya çekilen miktarın birim değere bölünmesi ile bulunacak tutarın, para yatırılmışsa eklenmesi, para çekilmişse çıkarılması suretiyle hesaplanan ve katılma hesabı sahiplerinin fon mevcuduna katılma oranını gösteren katsayıyı ifade eder.
ÎCARE
Kiralama, menfaat satışı. Örneğin bir evin kullanım hakkının (menfaat) belli bir bedel karşılığı belli bir süreliğine başkasına devredilmesidir. İnsanların emeklerini kiralamaları da mümkündür. Bugün yapılan iş sözleşmeleri aslında icare akdidir.
İCMA
İttifak etmek, görüş birliğine varmak. Hz. Peygamber’den sonraki bir çağda amelî (uygulamaya dayanan) bir meselenin şer’î (dini) hükmü üzerinde İslâm müçtehitlerinin birleşmesi.
ÎNE SATIŞI
Peşin bedelle satılan bir malın vadeli bedelle geri alınmasıdır. Yani 100.000 TL’ye peşin bedelle bir malı satıp aynı malı 48 ay vadeyle 120.000 TL bedelle geri almaktır. Vadeli bedelle alınan bir malın peşin bedelle geri satılması diye de tanımlanır. Örneğin 48 ay vadeyle 120.000 TL’ye satın alınan bir malın 100.000 TL’ye peşin geri satılmasıdır. Bu yolla nakit temin edilmektedir. Faiz haram olduğu için ticari işlem görüntüsü altında nakit temin edilmeye çalışılmaktadır. Bu işlem bir faiz hilesi olduğu için İslam alimlerinin çoğunluğu tarafından meşru görülmemiştir.
İSTİĞLAL SATIŞI
Belli bir vadede satış bedeliyle geri alma vadiyle satılan malı söz konusu vadeye kadar kiralamaktır. Yani peşin 150.000 TL’ye bir evi satıp, söz konusu evi 3 yıl sonra geri 150.000 TL’ye almayı vaat etmek ve bu 3 yıl için de evi yeni sahibinden belli bir bedelle kiralamaktır.
KABZ
Teslim almak, tesellüm. Satın alınan bir malı teslim almak ve malın bedelini satıcıya vermektir. Kabz ikiye ayrılır:
- Gerçek kabz malın el ile alınmasıdır. Market alışverişlerinde aldığımız malları gerçekten kabzetmiş oluruz.
- Hükmi kabz ise satın aldığımız mal ya da sattığımız malın bedeli üzerinde tasarrufta bulunabilme imkanı elde etmemizdir. Bu durumda malı ya da bedelini elimize almamaktayız, ancak bunlar üzerinde tasarruf hakkı elde etmekteyiz. Örneğin sattığımız malın bedelinin banka hesabımıza kaydedilmesi ve satın aldığımız arsayı görmediğimiz halde tapusunu devralmamız böyledir.
KÂR
Malın maliyeti ile fiyatı arasındaki fark. Kâr meşrudur. Alıcı aldatılmadığı sürece piyasa fiyatı esastır. Yani kârın belli bir oranda olması şartı yoktur.
KAR-ZARAR ORTAKLIĞI YATIRIMI
Müşteri ile katılım bankası arasında Kâr ve Zarar Ortaklığı Yatırım Sözleşmesi çerçevesinde finansman ihtiyacı bulunan gerçek ve tüzel kişilerin tüm faaliyetlerinden veya belirli bir faaliyetinden veya belirli bir parti malın alım satımından doğacak kâr ve zarara katılmak üzere finansman sağlanması işlemidir. Sözleşmede tarafların kâr ve zarar katılım payları ile varsa teminatlar açıkça gösterilir.
KARZ
Borç, para borcu, el borcu. Örneğin 100.000 TL borç vermek, 10 ton buğday borç vermek. Karz işlemi menfaat karşılığı olamaz. Örneğin 100.000 TL borç verip 120.000 TL isteyemeyeceğimiz gibi 100.000 TL verdiğimiz kişinin evinde bir yıl kirasız da oturamayız. Her ikisi de faiz sayılır.
KARZ-I HASEN
Faizsiz borç vermek, borçtan gelir elde etmemek. Örneğin 100.000 TL borç verip yine 100.000 TL almak. Öte yandan, enflasyon farkını istemek meşrudur.
KATILIM ENDEKSİ
Katılım Endeksi, BİST’te işlem gören ve Katılım Bankacılığı prensiplerine uygun hisse senetlerinden oluşan bir borsa endeksidir ~
KATILIM FONU
Katılım bankaları nezdinde açtırılan gerçek ve tüzel kişilere ait özel cari hesap ve katılma hesaplarında yer alan parayı ifade eder.
KATILMA HESABI
Katılım bankalarına yatırılan fonların bu kurumlarca kullandırılmasından doğacak kâr veya zarara katılma sonucunu veren, karşılığında hesap sahibine önceden belirlenmiş herhangi bir getiri ödenmeyen ve anaparanın aynen geri ödenmesi garanti edilmeyen fonların oluşturduğu hesapları ifade eder. Katılma hesabı, hesap sahibi ile katılım bankasının emek sermaye ortaklığı yaparak açtıkları hesaptır. Bu hesaba yatırılan para bankaya emanettir. Banka bu parayı meşru yollarla işletecek ve elde edeceği kârı başlangıçta kârı hangi oranlarda paylaşacakları üzerindeki anlaşmaya göre hesap sahiplerine dağıtacaktır. Banka zarar ederse hesap sahipleri de zarara ortak olacaklardır. Çünkü bu hesaplar bankaya verilmiş borç değil, ortaklık sermayesidir. Katılma hesapları ile faizli banka vadeli hesapları arasında şu farklar bulunmaktadır: Klasik bankalar hem mevduat toplarken hem de topladığı mevduatı değerlendirirken “para borcu / karz” sözleşmesi yapar. Vadesiz hesap yoluyla topladıkları mevduata genellikle faiz ödemezler. Vadeli hesapları ise “faizli borç” sözleşmesine dayanır. Banka mevduat sahibine hangi vadede ne kadar faiz ödeyeceğini en baştan deklare eder. Buna göre klasik bankalara vadeli hesap açıldığında; Bankaya borç verilmiş olunur. Mevduat bankanın mülkiyetine geçmiştir. Bankanın mevduatı istediği gibi (faizli faizsiz enstrümanlarla) değerlendirme özgürlüğü vardır. Banka hesap sahiplerine kâr payı dağıtımı için belli dönemlerde kâr zarar hesabı yapmak zorunda değildir. Vadeli hesaplarda vade sonunda fazlalık alınacağı hesap açılırken kesindir. Alınacak fazlalığın miktarı hesap açılırken bellidir. Alınacak fazlalık bankanın kâr ya da zararına bağlı değildir. Katılım bankalarında ise fon toplanırken câri ya da katılma hesabı açılır. Câri hesaba yatırılan fonlar da “faizsiz borç” hükmündedir. Katılma hesapları ise mudârabe / emek sermaye ortaklığı sözleşmesine dayanır. Katılma hesabı sahibi “sermayedar”, katılım bankası “mudarip” sıfatını taşır. Kâr ve zarara ortaktırlar. Buna göre katılım bankasına katılma hesabı açıldığında; Bankaya borç değil sermaye verilmiş olur. Banka bu sermayeyi işletecektir. Banka fonu istediği gibi kullanamaz; meşru ve faizsiz alanlarda kullanmak zorundadır. Banka kâr zarar dağıtımı için sürekli hesap yapmak zorundadır. Katılma hesaplarında vade sonunda fazlalık alınacağı kesin değildir. Zarar ihtimali vardır. Dolayısıyla alınacak fazlalığın miktarı da hesap açılırken belli değildir. Alınacak fazlalık bankanın dönem içindeki kârına bağlıdır.
KEFİL
Kefalet, bir borcun ifası veya bir hakkın yerine getirilmesi hususunda kefilin zimmeti ile asıl borçlunun zimmetini birleştirmektir. Yani bir borcun ödenmesinde asıl borçlu ile kefil birlikte sorumludurlar. Buna göre kefil de (asıl borçlu ödemediği zaman) bir borcun ödenmesini üzerine alan kimsedir.
KİRA SERTİFİKASI
İcare sukukunun Türkçe’sidir. Yani kira akdine (aslında istiğlal satışına) dayanan sukuk demektir. Şöyle ki bir varlığa sahip taraf, bu varlığı menkul kıymetleştirir ve üçüncü taraflara devreder. Ardından söz konusu varlık yeniden sukuk alıcılarından kiralanır. Belli bir vade sonunda sukuk bedelleri ödenerek varlık yeniden satın alınır.
KURUMSAL FİNANSMAN DESTEĞİ
İşletmenin (Finansman Müşterisi) ihtiyaç duyduğu her türlü emtia, gayrimenkul ve hizmet bedellerinin katılım bankasınca işletme adına satıcıya ödenmesi ve bunun karşılığında işletmenin borçlandırılması işlemidir. Bir nevi işletme sermayesi İhtiyacının karşılanmasıdır.
LİSTE FİYAT ÜZERİNE AKİT
Bir malın vadeli satımı ve vadeli satımda vade farkı uygulanması meşrudur. Ayrıca alım satım sözleşmelerinde tarafları anlaşmazlığa sürüklemeyen küçük belirsizlikler de caizdir. Katılım bankacılığında vadesinde ödenmeyen borçlar sorununu alıcı ve satıcıyı mağdur etmeden ve İslam hukukuna uygun bir usulle çözebilmenin yollarından biri satış sözleşmesinin liste fiyat üzerine yapılmasıdır. Bu tür sözleşmelerde malın peşin fiyatı ve bu fiyata uygulanacak günlük vade farkı bellidir. Müşteri mal bedelini istediği vadede ödeyebilir. Taraflar buna razıdır. Ancak müşteri malın bedelini hangi vadede öderse o kadar günlük vade farkı alınacaktır. Müşterinin bütün borcu tamamladığı tarihte malın nihaî bedeli sabitlenmiş olmaktadır. O zamana kadarki ödemeler bu nihaî bedele göre avans sayılmaktadır.
Katılım bankalarının hem normal murabahalarında hem de kredi kartı üzerinden yaptığı murabahalarda bu tür sözleşmeler yapılmaktadır.
MAHRUM KALINAN KAR PAYI
İlkesel olarak borçların vadesinde ödenmesi ve borcun vadesinde ödenmemesi sebebiyle alacaklının uğradığı fiili zararların tazmini gerekir. Bazı İslam hukukçuları vadesinde ödenmeyen borçlar sebebiyle alacaklının uğradığı muhtemel kâr kayıplarının da telafi edilmesi gerektiğini söylemişlerdir. Yani katılım bankasına borçlu olan bir şirket vadesinde borcunu ödemediği için katılım bankası söz konusu meblağı işletemediğinden bir kâr kaybı yaşamaktadır. Bu kâr kaybına sebep olan taraf bunu telafi etmek zorundadır. İşte buna mahrum kalınan kâr payı denilmektedir.
MUDAREBE
Terim olarak; bir taraftan sermaye, diğer taraftan işletme olmak üzere oluşturulan emek-sermaye ortaklığını ifade eder. Katılım bankalarında katılma hesapları böylesi bir ortaklığa dayanmaktadır. Mudarebe sözleşmelerinde ortakların kardan ne kadar pay alacakları aralarındaki anlaşmaya dayalıdır. Zarar ise aslında bütünüyle sermayedara aittir. İşletmeci ise emeğini yitirmiştir. Fakat işletmeci kasıt, kusur ve sözleşme şartlarına aykırı fiillerde bulunursa tazmin ile yükümlü tutulabilir. Katılım bankalarının katılma hesaplarında zarara katılması (en az kar oranının yarısı kadar) oluşan zararda mutlaka kusuru olduğu düşüncesine dayanmaktadır.
MUDARİB
Mudarebe ortaklığında sermayeyi alıp, işletecek kişiye mudarib denir. İşletmeci. Katılma hesaplarında mudarib bankadır. Yani mudarib, sermayedar ortaklarından aldığı sermayeyi işletecek olan taraftır.
MURABAHA
Malın maliyetinin müşteriye bildirilmesi ve üzerine kâr eklenerek satılmasıdır. Yani müşteri satın aldığı mal sebebiyle satıcıya ne kadar kâr verdiğini bilmektedir. Bugün katılım bankalarının asıl para kazanma yöntemi murabahadır. Daha çok peşin alınan malın vadeli kârlı satımı şeklinde işlemektedir. Malın satıcıdan banka adına alınması sırasında, banka müşterisi bankayı vekaleten temsil etmektedir. Mal ile ilgili evrakların müşteri adına tanzim edilmesi ise İslam hukuku açısından önemsizdir. Katılım bankaları murabaha yapabilmek için;
- Ortada alınıp satılacak bir mal ya da hak var mı? Yoksa borç verip fazlasıyla tahsil edemez. Bkz. Faiz, Karz
- Alınıp satılacak mal ya da hak satıma uygun mu? Yani mütekavvim mal mı? Bkz. Mütekavvim Mal
- Alınıp satılacak mal taksitle satıma uygun mu? Paraların vadeli satımı kâr değil, faiz doğurur. Bkz. Faiz
- Alıcı ile satıcı kendi aralarında sözleşme yapmışlar mı? Sözleşmesi bitmiş işlemlere katılım bankası dahil olamaz. Çünkü ortada alınıp satılacak mal kalmamış demektir. Bu sebeple faturası kesilmiş, sözleşmesi imzalanmış, ruhsatı/tapusu devrolmuş, peşinatı verilmiş işlemlere katılım bankası dahil olamaz.
- İşlem sahte mi? Katılım bankası gerçek işlemlere yardımcı olabilir. Sahte işlemlerle finansman sağlamak isteyenlerle çalışamaz.
MURABAHA KART
Murabaha yapılmasına imkan sağlayan kredi kartı. Kredi kartı, bankaların nakit kredi vermelerini ve alım satımlarda alıcı ile satıcının arasına girebilmelerini temin eden pratik bir ödeme aracıdır. Katılım bankaları kredi kartı üzerinden nakit kredi vermezler. Nakit avans verirlerse buna faiz yansıtamazlar. Faizli bankalar hem nakit çekime izin verir hem de buna faiz yansıtır. Katılım bankaları kredi kartı sistemiyle alım satımlara iki şekilde dahil olabilir: kefalet yoluyla ve murabaha yoluyla. Kefalet yolu şöyle olur: Katılım bankası kart hamiline kefil olur. Kart hamili mal alır. Parasını ona kefaleten katılım bankası öder. Son ödeme tarihinde borcu aynıyla tahsil eder (charge card). Bu kartta taksitlendirme olmaz. Borç ödenmezse İslam hukukçularının gösterdiği yollardan biri uygulanabilir: Enflasyon farkı alınabilir, borç dövize-altına endekslenebilir, mahrum kalınan kar payı alınabilir, gecikme cezası alınabilir, gecikme cezası alınıp hayır işlerine harcanabilir. Murabaha yolu şöyle olur: Kart hamili, katılım bankasının vekilidir. Kredi kartıyla aldığı bütün mallar katılım bankası adına alınır. Kredi kartı POS cihazına girip izin talebinde bulununca katılım bankası kendi adına mal alımına izin verir. Alınan mallar katılım bankasından da akdi kâr oranı üzerinden liste fiyatla kart hamiline satılır. Bu işlem saniyeler içinde gerçekleşir. İslam hukukunda bu mümkündür. Buna göre kart hamili aldığı bütün malları katılım bankası adına almakta ve katılım bankasından da vadeli liste fiyat üzerinden satın almaktadır. Son ödeme tarihinde ödeme yaparsa vade farkı sıfırdır. Ödeme yapmaz, vade devam etsin isterse; ödeme yapacağı vadeye kadar vade farkı yansır. Mal satışından doğan vade farkı faiz değil meşru kârdır. Katılım bankası kredi kartı hem nakit çekim yaptırmaz hem de haram olan malların alım satımına aracı olmamak için önlemler almaya çalışır.
MUSAKAAT
Ziraat ortaklıklarıdır. Musakaatta bir taraf meyve ağaçlarını temin eder diğer taraf bunların bakımını üstlenir.
MUZARAA
Ziraat ortaklıklarıdır. Muzaraa yönteminde, bir taraf sermaye olarak arazisini, diğer tarafta iş gücünü üstlenir.
MÜŞAREKE
Sermaye ortaklığı, her iki tarafın da sermayeye katıldığı ortaklık. Bu ortaklıkta kâr anlaşmaya göre paylaşılır; ancak zarar sermayedeki hisseye göre dağıtılır.
MÜTEKAVVİM MAL
Fiilen elde edilmiş olan ve İslâm’ın yararlanmayı mubah kıldığı her şey mütekavvim maldır. Gayrimenkuller, menkuller, yiyecekler vs. Gayri mütekavvim mal ise fiilen elde edilmemiş olan veya İslâm’a göre, zaruret hali dışında yararlanılması mübah olmayan şeylerdir. Sudaki balık, havadaki kuş, toprak altındaki madenler ve ormandaki av hayvanları gibi henüz elde edilmemiş şeyler örfen gayri mütekavvim maldır. Ayrıca şarap ve domuz eti müslümana göre mütekavvim mal değildir. Çünkü zaruret dışında bu ikisinden müslümanın yararlanması mübah değildir. Bunlar gayrimüslimlere göre ise mütekavvim maldır Mütekavvim mal üzerindeki satım, kira, hibe, icâre, rehin, vasiyet, ortaklık vb. akitler geçerli (sahih); gayri mütekavvim mal üzerindekiler ise batıl olur. Yine mütekavvim mal telef edilirse, mislî ise mislini, kıyemî ise kıymetini tâzmin etmek gerekir. Gayri mütekavvim mal, müslümana ait olursa tazmin yükümlülüğü bulunmaz. Yani bir müslümanın şarap fıçıları delinip içindeki mal telef edilse dinen tazmin sorumluluğu olmaz.
ÖZEL CARİ HESAP
Hesap sahibi ile banka arasında kısmen borç kısmen emanet hükmü doğuran ve hesap sahibine herhangi bir gelir, faiz, zarar ihtimali doğurmayan hesaplardır. Bu hesaplara yatırılan paraların banka tarafından kullanımına izin verildiği ve bankanın bu paraları tazmin mükellefiyeti olduğu için bir açıdan hesaplardaki paralar bankaya verilmiş borç sayılır. Diğer açıdan ise bankanın paranın tamamını kullanamaması, hesap sahiplerine her an ödeme yapabilmek için hazırda para tutması, çok kısa zamanlar için cari hesapların kullanılabilmesi, internet üzerinden işlemlere imkan tanınması gibi sebeplerle emanet de sayılabilirler.
ÖZEL FİNANS KURUMU
Faizsiz bankacılığın Türk hukukunda aldığı ilk ön addır. Türkiye’de 1983 yılında 83/7506 sayılı ve 16 Aralık 1983 tarihli kanun hükmünde kararname ile İslam bankalarının “Özel Finans Kurumları” adı ile kurulmasına izin verilmiştir. Kararnamenin birinci maddesi ÖFK’nın kuruluş, organ, faaliyet ve tasfiyesine ilişkin esasları belirleme yetkisini T.C. Merkez Bankası’nın görüşünü almak kaydıyla Başbakanlığa vermiştir. Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, tebliğin verdiği yetkiye dayanarak ÖFK‘nın faaliyete geçmesi için, gerekli beyannamenin içeriğinin belirlenmesi, cari hesaplara ilişkin düzenlemenin yapılması, kar ve zarara katılma hesaplarında toplanan fonların tabi olacağı esasların tespiti gibi konularda Merkez Bankası’nın yetkili olduğuna dair 25.12. 1984 tarihli Resmi Gazete’de Tebliğ yayınlanmıştır. ÖFK’lar 25 Şubat 1985’te hukuki statüsünü tamamlamıştır. Ancak, ÖFK’ların kuruluş ve faaliyetleri, 19 Aralık 1999 tarihine kadar 83/7506 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenmiştir. 1999’dan itibaren 4491 sayılı Kanun ile Özel Finans Kurumları 4389 Sayılı Bankalar Yasası’na tabii olmuşlardır. Tüm bu hukuki yapı ve gelişmelere Temmuz 2005 döneminde hazırlanan yasa tasarısının 5411 sayılı Bankacılık Kanunu olarak 19 Ekim 2005 tarihinde kabul edilmesi suretiyle 1 Kasım 2005 tarihli 25983 sayılı resmi gazete yayınlanması hukuki düzenlemelere ilişkin son noktayı koymuştur. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 1 Ocak 2006 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir. Bu Kanun ile Özel Finans Kurumlarının adı Katılım Bankası olarak değiştirilmiş ve bu kuruluşlar tümüyle Bankacılık Kanunu kapsamına alınmışlardır.
RABBUL-MAL
Sermaye sahibi. Katılma hesabı sahipleri bankaya nispetle rabbü’l-mal sayılırlar. Banka ise mudariptir.
SARF
Karşılıklı olarak para hükmündeki şeylerin alınıp satılmasıdır. TL, USD, EURO arasındaki alım satımlar sarf işlemi sayılırlar. Külçe ve gram altınlar da para sayıldığı için TL karşılığı külçe/gram altın alım satımı da sarf akdi sayılır. Sarf sözleşmeleri vadeli yapılamaz.
SELEM
Para peşin mal veresiye satış. Satılan malın ölçü, tartı, çeşit vb. bütün nitelikleri hiçbir meçhul yön kalmayacak şekilde belirlenmeli; ayrıca malın teslim edileceği vade de bilinmelidir. Malın bedeli satım sözleşmesi anında satıcıya teslim edilmek zorundadır.
SEMEN
Malın bedeli.
SUKUK
Devletlerin ve anonim şirketlerin faiz karşılığı borçlanacakları finansal enstrümanlar vardır. Tahvil ve hazine bono bunlardan ikisidir. Böylece faiz geliri elde etmek isteyenlere de bir yatırım aracı sunulmuş olmaktadır. İslâmî finansta ise faizle borçlanmak zaruret hali dışında meşru değildir. Bu sebeple devletlerin ve İslâmî hassasiyet taşıyan büyük kuruluşların ticârî işlemler yoluyla nakit temin etmeleri ve faizsiz gelir elde etmek isteyenlere de bir yatırım aracı sunmak amacıyla sukuk ihracı gündeme gelmiştir.
Sukuk ticari bir varlığın menkul kıymetleştirilerek sertifikalar aracılığıyla satımıdır. Bu sertifikalardan alanlar söz konusu varlığa ellerindeki sertifikalar oranında ortak olurlar. Dolayısıyla söz konusu varlığın geliri de onlara ait olur. En basit şekliyle böyle izah edebileceğimiz sukuk işlemlerinin farklı sözleşmeler (ortaklık, kira, murabaha, selem, istisna) için farklı usullerle kullanılabileceğini de ifade etmeliyiz. Uygulamada en fazla icare sukukuyla karşılaşılmaktadır. İcare sukuku şöyle işler:
- Varlık kiralama şirketi, sukuk ihraç eder.
- Yatırımcılar parayı öder ve sukuk alırlar.
- Kaynak kuruluş varlıklarını varlık kiralama şirketine satar.
- Satış bedelini varlık kiralama şirketinden alır.
- Varlık kiralama şirketi, kaynak kuruluştan aldığı varlıkları yine kaynak kuruluşa kiralar.
- Dönemsel olarak kira alır.
- Aldığı kirayı sukuk sahiplerine varlıktaki ortaklıklarına göre dağıtır.
- Varlık kiralama şirketi, satın aldığı varlıkları, başlangıçta anlaşılan vadede kaynak kuruluşa geri satar.
- Varlıkların satış bedelini alır.
- Aldığı tutarı sukuk sahiplerine dağıtır.
TEKAFÜL NEDİR
İslami sigortacılık sisteminin diğer adıdır. Yardımlaşma, dayanışma, bağış ve ortaklık esasına dayanır. Ödenen primler sigorta şirketinin değil katılımcılarındır. Bu primlerle katılımcılara sigorta tazminatı ödenir. Ayrıca bu fonlar faizsiz yatırım alanlarında değerlendirilerek katılımcılar adına kâr sağlanır.
TEVERRUK SATIŞI
Vadeli bedelle alınan bir malın spot piyasada peşin satılmasıdır. Yani 48 vadeyle 120.000 TL’ye alınan bir arsanın peşin bedelle 100.000 TL’ye satılmasıdır. Eğer ikinci satış başta yapılan ön anlaşma ile ilk satıcıya olursa îne satışı gerçekleşir. Îne satışı meşru değilken teverruk meşrudur. Çünkü teverruk satışında alınıp satılan malın mülkiyeti satıcıdan tamamen farklı birisine geçmektedir. Bu geçiş gerçekten olup göstermelik değildir.
VADE FARKI
Kapitalizmde vade farkı faiz olarak görülmekte ve vadeli satılan bir malın faturasında peşin fiyatla vade farkı ayrı ayrı gösterilerek, vade farkı ‘faiz’ olarak belirtilmektedir. Oysa fiyatı bastan ve kesin olarak belirlemek şartıyla, bir malın vade sebebiyle daha yüksek fiyattan satılması caiz olup, bu vade farkı İslâm’a göre faiz değildir. Çünkü mal ile para arasında faiz ilişkisi doğuracak bir bağ yoktur. Fakat vadeli satılan bir malın borcu vadesinde ödenmediği takdirde, bu borca uygulanacak vade farkı tam anlamıyla faizdir. Çünkü artık mal-para değil, para-para ilişkisi vardır ve bugünkü borç para ile gelecekte ödenecek para arasında, ‘Bu bundan daha fazla veya az’ demeyi mümkün kılacak bir faiz bağı kurulmuş olur.
VEDÎA
Korunmak üzere emanet bırakılan şey. Mevduat kelimesi ile aynı kökten gelmektedir.
VEFA SATIŞI
Belli bir vadede satış bedeliyle geri alma vadiyle mal satmak. Yani 150.000 TL peşin bedelle satılan bir malı 3 yıl sonra 150.000 Tl bedelle geri alma vadinde bulunmaktır. Bunun satış mı rehinli borç mu olduğu tartışmalıdır. Mecelle satış değil borçtur demektedir.
WAKALA
Wakala, acentelik sözleşmesidir ve genellikle uzmanlık ücreti içermektedir. Genel olarak büyük depo hesapları için kullanılmaktadır. Kişi/kurum yatırım yapılan sermayeye sahiptir ve başka bir kurumu acente olarak atar ve uzmanlık ücreti öder.
Açık Artırma/Açık Eksiltme, İhâle, Müzâyede, Mezat, Auction/Dutch
Auction, المزايدة بيع) Bey’u’l-Müzâyede)
Bir varlığın birden fazla alıcının
tekliflerine sunulması ve bu tekliflerden en uygun görülene varlığın satılması
işlemidir. Herhangi bir işin fiyat indirimi yoluyla ihale edilmesine açık eksiltme
denir. Açık artırma ve açık eksiltme işlemi İslam hukukunda müzâyede başlığı
altında incelenir.
Açık Hesap Satış, İsticrâr, Bai’ ul istijrar, اإلستجرار بيع) Bey’u’l-İsticrâr)
Satıcıdan belirli bir süreç içerisinde satın alınan malların ve hizmetlerin bedelinin
belirlenmemiş ancak tahmin edilebilen bir vadede ödenmesi işlemidir. Genellikle
aralarında sürekli alım satım ilişkisi olan taraflar arasında güven tesis edilmiş
olduğundan ve her alımda ödeme yapmanın iki taraf için de doğuracağı
zorluklardan ya da bunun zaten imkânsız olmasından dolayı açık hesap satış
yapılmaktadır. Bugün faturalı sistemle işleyen elektrik, su, doğalgaz ve iletişim
türü mal ve hizmetlerin hepsinde açık hesap satış söz konusudur. Aralarında
sürekli ticaret bulunan firmalara Katılım Bankalarının vekâletiyle finansman
sağlamak amacıyla kullanılabilecek bir yöntemdir.
Ağaç Ortaklığı, Muğârese, Mugharasah, المغارسة) el-Muğârese)
Bir tarafın boş arazisini verdiği diğer tarafın ise çam ve kavak gibi kerestesinden faydalanılan
ağaçların dikimini ve bakımını üstlendiği ortaklıktır. Bu ortaklıktan doğacak gelir
taraflar arasında başlangıçta anlaşılan oranlarda paylaşılır. Katılım Bankalarının
ortaklık yöntemiyle fidancılık sektörüne finansman sağlaması halinde bu işlem,
ağaç ortaklığı olarak değerlendirilir. Benzer finansman yöntemleri için ayrıca
bakınız Ziraat Ortaklığı, Bahçe Ortaklığı Akar, Taşınmaz (Gayrimenkul) Mal, Immoveable Property, العقار) el-Akâr)Arazi ve bina gibi yerinde sabit duran mallardır.
Akdin Konusu, Subject Matter, العقد محل) Mahallü’l-Akd)
Yapılan bir akdin, üzerinde sonuç meydana getirdiği şeye akdin konusu denir. Mesela bir araç alım satım işleminde para malın bedeli (semen), araç akdin konusu sayılır. Kira akdinde, kiralanan şeyden yararlanma yani kiralananın menfaati akdin konusu para ise kira bedeli sayılır.
Akdin Unsurları, Elements of Contract, العقد أركان) Erkânü’l-Akd)
İslam hukukçularının çoğunluğuna göre akit yapma iradesini gösteren îcâb-kabûl,
akdin tarafları, akdin konusu (mevzû) ve bunlara ait vazgeçilmez vasıf ve şartlar
akdin unsurlarıdır. Bunlardan sadece birinin eksik olması hâlinde bile akit bâtıl
olur. Hanefîler ise, îcâb-kabûlü unsur (rükün), taraflar ve akit konusunun kuruluş
şartı, diğer vasıfların ise sıhhat şartı olduğu sonucuna varmışlardır.
Âkıle Sistemi, System of Aqilah, العاقلة نظام) Nizâmü’l-Âkıle)
Yanlışlıkla gerçekleşen fiiller dolayısıyla tazminat gerektiren durumlar yaşandığında
yardımlaşmayı sağlayan ve riski tabana yayan sistemdir. Yani kasıtsız öldürme
veya yaralama hadiselerinde diyet ödemek gerektiğinde diyet akıle sistemine
dâhil olanlar arasında paylaştırılır. Katılım Sigortacılığının (Tekafül) dayanak
noktalarından biridir. Ayrıca bk. Katılım Sigortacılığı
Akit Meclisi, Session of Contract, العقد مجلس) Meclisü’l-Akd)
Akdin yapıldığı yer veya zaman birimine akit meclisi denilir. Akit karşı karşıya bulunan iki taraf
arasında gerçekleşiyorsa akit meclisi onların bulunduğu yer ve/veya akit yapma
zamanıdır. Akit telefonla ya da internet üzerinden yapılıyorsa icâb ve kabulün
gerçekleştiği zaman birimi akit meclisi adını alır.
Akit Ortaklığı, Contractual Partnership, العقد شركة) Şirketü’l-Akd)
Akde dayalı ortaklık demektir. İki veya daha fazla kişinin, sermayelerini, emeklerini veya
zimmetlerindeki yükümlülükleri birleştirmeleridir. Ayrıca bk. Ortaklık Akit, Contract, العقد) el-Akd) Sözleşme, mukavele, kontrat. Mecelle akdi, “Tarafeynin bir husûsu iltizam ve teahhüt etmeleridir ki icab ve kabul irtibatından ibârettir” (md. 103) şeklinde tarif eder. Yani iki (ya da daha fazla)
tarafın bir şeyi yüklenmesi ve taahhüt etmesi, bunun için irade beyanlarını ortaya
koymalarıdır. Buna göre hukûki sonuç doğurmak üzere izhâr edilen ve birbirine
uygun olan her karşılıklı irade akittir. Örneğin, satıcı ile müşteri arasında araç alım satım akdi, kiralayan ile kiracı arasında kira akdi, ortaklar arasında ortaklık akdi ve müvekkil ile avukatı arasında vekâlet akdi yapılır.
Akreditif Vesâiki, Documents of Credit, االعتماد مستندات) Müstenedâtü’lİ’timâd)
Akreditifte beyan edilen emtiayla ilgili belgelerdir.
Akreditif, Letter of Credit, اعتماد خطاب) Hitâbu İ’timâd)
Akreditif, ithalatçının talebi üzerine ithalatçının bankasının ithal edilecek malla ilgili akreditifte
öngörülen şartlara uygun belgelerin teslim edilmesi halinde ihracatçıya ödeme yapacağını taahhüt etmesidir. Katılım Bankası’nın akreditif talep eden müşterisine finansman sağlayacağı durumlarda Bankanın vekâleti ile akreditif işlemi üzerinden finansal alım-satım (murâbaha) yapılır.
Akreditifin Kırdırılması, Negotiation of Documents, المستندات تداول
(Tedâvülü’l-Müstenedât)
Akreditifin iskontoyla satın alınmasıdır. İslam hukukçuları belli bir vadeye bağlı parasal alacağın iskontoyla satın alımını uygun bulmazlar. Bununla birlikte söz konusu vadeli alacağın aynı miktarla
devralınmasını veya bir varlık alım satımı için teminat ya da ödeme olarak kullanılmasını uygun görürler.
Alacak Satışı bk. Borç Satışı Alacaklı, Creditor, الدائن) ed-Dâin) Borçlu karşıtı. Herhangi bir mali işlem
karşılığı ödeme alma hakkı olan kişiye denir.
Aldanma, Gabn-i Fahiş, Fraud, الفاحش الغبن) el-Ğabnü’l-Fâhiş)
Aşırı aldanma. Bedelli akitlerde bedel eşitsizliğinin aşırı seviyelere ulaşması haline denir. Bir
varlığı farkında olmadan bedelinin oldukça altında bir fiyata satmak ya da bedelinin oldukça üstünde bir fiyata satın almak aldanmak demektir. İslam hukukçuları bedelli akitlerde akdin konusunu ve buna biçilen bedeli tarafların bilinçli olarak rayiç değerden az ya da fazla tutmalarını uygun görmüşlerdir.
Fakat bunun aldanarak oluşmasını gabn-i fâhiş diye adlandırmışlardır. Aldanma
az ise gabn-i yesîr adını alır. Aldanmanın olup olmadığında ölçü örftür.
Alıcı, Buyer, المشتري) el-Müşteri)
Müşteri.
Altı Mal Hadisi, Hadith of Six Commodities, الستة األصناف حديث) Hadîsü’lEsnâfi’s-Sitte)
Faizin tespitinde İslam hukukçularının temel dini dayanak saydıkları hadistir. Rivayete göre Hz. Peygamber (aleyhisselâm) şöyle buyurmuştur “Altın altın karşılığı, gümüş gümüş karşılığı, buğday buğday karşılığı, arpa arpa karşılığı, hurma hurma karşılığı ve tuz tuz karşılığı peşin ve aynı
miktarda değiştirilmelidir. Kim fazla verir ya da fazlalık isterse ribâya düşmüş olur.
Ribâyı alan ile veren aynıdır”. Farklı cinsteki malların karşılıklı değişimi halinde
“peşin olmak şartıyla dilediğiniz gibi alın satın” buyrulmuştur. Bu hadiste sayılan
altı malda faizli işlem oluşabileceği kabul edilmiştir. Bu mallarla aynı niteliği
taşıyan diğer mallarda da faiz olacağı ifade edilmiştir. Altın ve gümüş tartıyla
satılır olmalarına ya da para sayılmalarına dayanılarak bir sınıf, buğday, arpa,
hurma ve tuz ise ölçüyle satılır olmalarına veya biriktirilebilir yiyecek ya da
yiyecek olmalarına dayanılarak bir sınıf kabul edilmiştir. Buradan hareketle aynı
cins malların birbiriyle, aynı sınıf malların birbiriyle, farklı sınıf malların
birbiriyle, ribevî (faizli işleme konu olabilecek) malların ribevî olmayan mallarla
ve ribevî olmayan malların birbirleriyle peşin ya da vadeli değişimlerine dayalı
bir faiz nazariyesi geliştirmişlerdir.
Altın ve Gümüş, Gold and Silver, والفضة الذهب) ez-Zeheb ve’l-Fıdda)
Geçmişte uzun dönemler boyunca mübadele aracı işlevi görecek şekilde para olarak
kullanılmış iki değerli madendir. Hadis kaynaklarında bu iki madenin para
fonksiyonuna işaret edildiği için İslâm hukukçularının bir bölümü altın ve
gümüşü gerçek para saymışlardır. Hatta bu iki madenin yaratılıştan para
olduklarını söylemişlerdir. Onlara göre bir şeyin para olduğunun tespiti din
tarafından yapılır. İnsanların altın ve gümüşü para gibi kullanmamaları ya da
başka paralar icad etmeleri onların para olma vasfını kaldırmaz demişlerdir.
Bununla birlikte altın ve gümüşün insanlar tarafından kullanım amacına göre mal
olarak değerlendirilebileceğini savunan İslâm hukukçuları da vardır.
Âriyet, Al-Ariyah, العارية) el-Âriye) Bk. Kullanım Ödüncü. Görüldüğünde Ödemeli Akreditif, At Sight Akreditif, At Sight Credit, اعتماد
اطالع) İ’timâdü İttıla’)
Akreditif evrakının uygun olduğu anlaşıldığı anda karşı
tarafa ödemenin yapılması gereken akreditif türünü ifade eder.
Aval, Aval, الضمان) ed-Damân), الكفالة) el-Kefâle)
Poliçe ve senet gibi borçluluğu
gösteren kambiyo senetlerinde ‘yazılı borcu tamamen ya da kısmen ödeme’
garantisi vermektir. Katılım Bankaları, faizsiz finans prensiplerine uygun
borçlara aval vererek kefil olurlar.
Âyet, Ayat, اآلية) el-Âye)
Kur’ân-ı Kerîm’i oluşturan her bir cümle ya da cümleye
benzer parçaya âyet denir. Kur’ân-ı Kerîm, 114 sûre, 6236 âyetten oluşur. Ayn, العين) el-Ayn) Bk.
Belirli Mal Azalan Ortaklık, Diminishing Musharakah, المتناقصة المشاركة) el-Müşâreke elMütenâkısa)
Belli ya da belirsiz bir vadede sonlandırılması düşünülen sermaye ortaklığını ifade eder. İki ya da daha fazla taraf arasında şartlarına uygun şekilde gerçekleşmiş bir sermaye ortaklığı kurulurken belli ya da belirsiz bir süre sonra taraflardan birinin ortaklıktaki haklarının diğer ortağa devri de öngörülüyor
olabilir. Bu durumda ortaklıktan ayrılacak taraf zaman içerisinde hissesini diğer
ortağa satacak demektir. Bu niyetle kurulan ortaklığa azalan ortaklık ismi verilir.
Bağış, İnfak, Charity, اإلنفاق) el-İnfâk)
Allah’ın sevgisini kazanmak niyetiyle
ihtiyaç sahiplerine harcamada bulunmaktır. İnfak, zekât gibi zorunlu ve sadaka
gibi gönüllü iyiliklerin hepsini içine alan bir kavramdır.
Bağlayıcı Akit, Lâzım Akit, Binding Contract, الالزم العقد) el-Akdü’l-Lazım)
Akdin her iki tarafını da bağlayan yani taraflardan birisinin, karşı tarafın onayını
almadan feshetme hakkının bulunmadığı akittir. Katılım Bankalarındaki finansal
alım-satım ve kira akitleri böyledir.
Bağlayıcı Olmayan Akit, Gayr-ı Lâzım Akit, Non-binding Contract, غير العقد
الالزم) el-Akd Ğayru’l-Lâzım)
Akdin taraflarını bağlamayan yani akdin taraflarından birisinin, karşı tarafın onayını almadan tek taraflı feshedebildiği akittir. Katılım Bankalarındaki vekâlet, âriyet ve vedîa akitleri böyledir.
Bahçe Ortaklığı, Müsâkat, Musaqat, المساقات) el-Müsâkât)
Meyve ağaçları olan bir taraf ile bu meyve bahçesinin bakım ve sulama işini üstlenecek diğer bir
tarafın ortaklık sözleşmesi yapması ve elde edilecek mahsulü bu sözleşmedeki
şartlar dâhilinde paylaşmasıdır. Hz. Peygamber’in fethettiği bazı arazileri bahçe
ortaklığı yaparak işlettiği nakledilmiştir. Katılım Bankalarının ortaklık
yöntemiyle meyve üretimine finansman sağlaması halinde bu işlem, bahçe
ortaklığı olarak değerlendirilir. Benzer finansman yöntemleri için ayrıca bakınız
Ziraat Ortaklığı, Ağaç Ortaklığı
Bankamatik Kartı, Debit Card, الفوري الحسم بطاقة) Bitâkatü’l-Hasmi’l-Fevrî)
Bankada açılan hesaba dair işlem yapılabilmesini sağlayan kartlardır.
Barter Sistemi, Trampa, المقايضة) el-Mukâyaza)
Trampa Belirli Mal, Specific Good, العين) el-Ayn) Mevcut, hazır ve belirlenmiş mal
demektir. Mecelle’de ayn, “muayyen ve müşahhas olan şeydir” (md. 159) şeklinde
tarif edilmiştir. Deyn kavramı ister para olsun ister başka bir varlık olsun
muayyen ve müşahhas olmayıp buğday, çimento ve demir gibi zimmette sabit
olan varlıklar için, ayn ise ev, at ve araba gibi muayyen ve müşahhas olan varlıklar
için kullanılır.
Belirsizlik, Garar, Uncertainty, الغرر) el-Ğarar)
Bilinmezlik, meçhuliyet,kapalılık ve muğlaklık demektir. İslâm hukukunda akit ve tasarruflarda akdin
unsur ve şartlarında mevcut bilinmezlik hukûki tasarrufun sıhhatine engel teşkil
eder. Çünkü bilinmezlik tarafların rızasına mani olmakta ve beklenmeyen
sonuçlar ise çoğu kez anlaşmazlıklar doğurmaktadır. Her akitte az ya da çok bir
miktar belirsizlik olur. Örfen insanların önemsiz saydığı bilinmezlikler akdin
sıhhatine engel olmaz. Örneğin bir daire satın alınırken binanın temellerinin
incelenmesi genelde söz konusu olmaz. Hâlbuki temeller hakkındaki bilgisizlik
aslında bir nevi garardır. Ayrıca insanların günlük hayatlarını ve ticaretlerini
sürdürebilmeleri için belirsizlik içeren akitlere ihtiyacı varsa yine belirsizliklerin
akdin sıhhatine etkisi azalır.
Beytü’l-Mal, Treasury, المال بيت) Beytü’l-Mâl)
Bk. Kamu Hazinesi
Borcu Geciktirmek, Temerrüt, Delinquency, Default in Payment, المطل) elMatl)
Borcun vadesinde ödenmemesine denir. Borcunu vadesinde ödemeyen borçluya ise mütemerrit ismi verilir. Özürsüz temerrüt hali İslâm hukukunda alacaklıya zulüm sayılır ve cezâi yaptırımı vardır.
Borcun Borç Karşılığı Satımı, İNGİLİZCESİ, بالدين الدين بيع) Bey’u’d-Deyn bi’dDeyn)
Vadeli bir bedel karşılığı vadede teslim edilecek bir varlığı satmaktır.
Örneğin üç ay sonra teslim edilecek 1 ton kömürün bedelinin 5 ay sonra verilmesi
üzerine akit yapmak borcun borç karşılığı satımı olarak değerlendirilir.
Borcun Muacceliyeti Şartı, Accelaration Clause, الدين سداد تعجيل) Ta’cîlü
Sedâdi’d-Deyn)
Akitte herhangi bir taksidin vadesinde ödenmemesi halinde kalan bütün borcun peşin ödenmesinin isteneceği şartını ileri sürmeye denilir. İslâm hukukçuları böyle bir şartın akitte ileri sürülmesini uygun görürler.
Borç Satışı, Sale of Debt, الدين بيع) Bey’u’d-Deyn)
Burada borç satışı, alacak satımı anlamındadır. Deyn kavramı belli bir vadeye bağlı borç / alacak anlamına gelir. Eğer borç, nitelikleri belirlenmiş bir varlık ise ona deyn denilir. Örneğin
parası alınmış 100 kg Giresun yağlı fındığı, Konya ekmeklik buğdayı ve Sivas
çimentosu deyn borcu anlamına gelir. Yine herhangi bir sebeple oluşmuş parasal
alacaklar da deyn borcudur. Dolayısıyla deyn satışı da belli bir vadeye bağlı
borcun / alacağın satımı demektir. Mesela, yapılan beyaz eşya satışları
karşılığında oluşan ortalama 12 ay vadeli 500.000 TL alacağı, iskontoyla üçüncü
bir tarafa devretmek borç / alacak satımı anlamına gelir. İslam hukukçuları belli
bir vadeye bağlı parasal alacağın iskontoyla satımını uygun bulmazlar. Bununla
birlikte söz konusu vadeli alacağın aynı miktarla devredilmesini veya bir varlık
alım satımı için teminat ya da ödeme olarak kullanılmasını uygun görürler.
Borç, Debt, الدين) ed-Deyn)
Bir tarafın diğer tarafa ya da her iki tarafın birbirine karşı yüklendiği her türlü sorumluluk borç kavramıyla ifade edilir. Mesela iki taraf arasında bir araç alım satımı gerçekleşmiş ise satıcının aracı teslim etmesi,
alıcının da 2 ay vadeli araç bedelini ödemesi borçtur. Satıcının belirlenmiş aracı
teslim borcu “ayn borcu”, müşterinin iki ay vadeli para borcu “deyn borcu” adını
alır. Bundan başka piyasada emsali bulunan (mislî) bir malın emsali daha sonra
iade edilmek üzere başkasına verilmesi olan karz da bir deyn borcudur. Yani bir
başkasına verilen 1000 TL, hem karz borcu hem deyn borcudur. Ayrıca iş ve
hizmet yüklenimleri iş ve hizmet borcu adını alır. Bir varlığı yapıp teslim etme
yükümlülüğüne girmek de borç kavramıyla ifade edilir. Örneğin, müşterisiyle
anlaşmış bir marangozun mutfak dolabı yapıp teslim etme borcu vardır. Ayrıca
Bk. Tüketim Ödüncü
Borsa Yatırım Fonu, Exchange Traded Fund, المتداول اإلستثمار صندوق) Sundûku’lİstismâri’l-Mütedâvel)
Hisse senedi, tahvil bono ve emtia gibi yatırım ürünlerinin bulunduğu herhangi bir endeksi baz alan ve bu endeks performansını yatırımcılara yansıtan fonlarıdır. Katılım Bankacılığında borsa yatırım fonlarında
işlem yapabilmek için söz konusu fonların faizsiz finans prensiplerine uygun olması gerekir.
Borsa, Stock Exchange, البورصة) el-Bûrsa)
Kuruluş amaçlarına göre değişiklik göstermekle birlikte genellikle yatırımcıların, hisse senedi, yatırım sertifikası gibi değerli kâğıtların ve emtiaların alım satımını devlet denetimi altında yaptıkları
yerlere denilir. Borsa, işlem yapılan ürünlerin pazarıdır. Ürünlerin faizsiz finans
prensiplerine uygunluğu halinde borsadan alım-satımında sakınca görülmez.
Cezâi Şart, Penal Clause, الجزائي الشرط) eş-Şartu’l-Cezâî)
İş yapma yükümlülüğünü geciktirmeyi önlemek maksadıyla yükümlülüğü üstlenen tarafın
ödemesi kararlaştırılan mâli cezaya denilir. İslâm hukukçuları iş yapım ve
taahhüt gibi sözleşmelerde cezâi şart koşulunu uygun görmüşlerdir.
Cins Birliği, Uniformity of Kind, الجنس اتحاد) İttihâdü’l-Cins)
İslâm hukukçuları altı mal hadisinde zikredilen altın, gümüş, buğday, arpa, hurma ve tuzdan her
birini bir cins saymışlardır. Örneğin altın ile altının değişimi aynı cinsten iki malın
değişimidir. Ayrıca bk. Faiz
Cizye, Jizyah, الجزية) el-Cizye)
İslâm tarihinde gayrimüslimlerin erkeklerinden alınan baş vergisi demektir. Gayrimüslimlerle zimmet anlaşması yapılarak can, mal ve din emniyetleri sağlanır. Buna karşılık onlar da cizye vergisi vermekle
mükellef tutulurlar.
Commodity Murâbaha, Teverruk, التورق) et-Teverruk) bk. Vadeli Al-Peşin Sat
Cuâle, Jua’lah, الجعالة) el-Cuâle)
Ödül Vaad
Çek, Cheque, الشيك) eş-Şîk)
Bir şahsın, bankadaki hesabından ödeme yapılması
emrini içeren, bir başka deyişle bir şahsın alacaklısını borçlusuna (banka) havale
etmesini sağlayan belli biçim ve özelliği olan yazılı belgeye çek denilir. Çeke
yazılmış meblağın ödenmesi için çekin bağlı olduğu hesapta fon bulunması ya da
çek karnesini veren banka ile çeki yazan arasında finansman anlaşması olması
gerekir. Katılım Bankacılığında müşterilere vekalet verilerek çek aracılığıyla
finansman sağlanabilir.
Danışma Kurulu, Sharia Board, الشرعية الهيئة) el-Hey’etü’ş-Şer’iyye)
Faizsiz finansal hizmetler sunan kuruluşların, uymaları gereken ilkeleri belirleyen, bu
ilkelere uyumluluğu sağlamak adına işlemleri takip edip kararlar alan,
kuruluşların ilkelere uyumluluğunu denetleyen ve toplumsal ihtiyaçları faizsiz
finansal araçlarla karşılamaları için kuruluşların yeni ürün oluşturmalarına
yardımcı olan İslam iktisadı uzmanlarından oluşan kurul demektir.
Deyn, Debt, الدين) ed-Deyn)
Borç
Dinar, Dinar, الدينار) ed-Dînâr)
Altından basılan bir Bizans parası iken İslâm ülkelerinde de kullanılan bir para birimidir. Orijinal ilk İslâm dinarı Emevî halifesi Abdülmelik b. Mervan zamanında hicrî 77, milâdi 696 yılında basılmıştır. Halen
bazı İslâm ülkelerinin para birimi dinardır.
Dirhem, Dirham, الدرهم) ed-Dirhem)
Gümüşten basılan bir İran parası iken İslâm ülkelerinde de kullanılan para birimidir. İlk İslâm dirhemi Hz. Ömer (radıyallâhuanh) zamanında basılmıştır.
Döviz Ticareti, Sarf, Currency Trade, الصرف) es-Sarf)
Para mübâdelesi demektir. Bir alım satım akdinde bedellerden her ikisi de para ise yani milli para
ile yabancı para ya da para ile altın gibi para sayılan varlıklar mübâdele ediliyorsa
işlem sarf adını alır. Sarf işleminde bedellerden her ikisinin de akit meclisinde
karşılıklı hakîki ya da hükmî olarak teslim tesellümü (tekâbüz) şarttır. Katılım
Bankalarında banka hesapları kullanılarak yapılan döviz işlemlerinde hükmî
kabz gerçekleşir.
Döviz, Yabancı Para, Foreign Currency, األجنبية العملة) el-Umletü’l-Ecnebiyye)
Uluslararası ödeme araçlarının tümüne döviz denilir. Bununla birlikte döviz
terimi daha çok bir ülkenin milli parası dışındaki yabancı paralar için kullanılır.
Milli para ile yabancı para değişimi döviz ya da kambiyo işlemi adını alır.
Eksik Edâ Ehliyeti, Lack of Legal Capacity, الناقصة األداء أهلية) Ehliyyetü’l-Edâ
en-Nâkısa)
Başkasının onayı olmadan geçerlilik kazanmayacak işlemler
yapabilme halidir.
Emânet, Amanah, األمانة) el-Emâne)
Güven, itimat ve emniyet demektir. Mecelle’de emânet, “Emin ittihaz olunan kimse nezdinde bulunan şeydir” (md. 762) diye tarif edilir. Yani güven duyulan bir kimseye bırakılan varlık emânet
adını alır. Mesela kiraya verilmiş ev ve araba kiracının elinde emânettir, ortaklar
şirket varlıklarında birbirlerine karşı emin sıfatı taşırlar, arabayı ödünç almış
kimse elinde araba emânettir, arkadaşa emânet bırakılan para onun elinde
emânettir. Emânet edilen şey karşı tarafın elindeyken yok olduğu ya da zarar
gördüğü takdirde kendisine emânet edilen kişinin kasıt, kusur, ihmal ve haksız
tasarruf gibi davranışları yoksa tazmin etmesi istenemez.
Emek Sermaye Ortaklığı, Mudârebe, Mudarabah, المضاربة) el-Mudârebe),
القراض) el-Kırâz)
Sermaye sahibiyle işletme kabiliyetine sahip tarafın bir taraftan sermaye diğer taraftan işgücü (emek) olmak üzere ortaklık kurmasıdır. Bu ortaklıktan doğacak kâr tarafların aralarında yaptıkları sözleşmeye göre paylaşılır. Zarar ise işletmecinin kasıt, kusur ve sözleşme şartlarına aykırı
davranışı yoksa sermayeden karşılanır. Örneğin, Katılım Bankalarında açılan
katılma hesaplarında böylesi bir ortaklık söz konusudur.
Emek, Labour, العمل) el-Amel)
İnsanın karşılığında ücret almayı hak ettiği çalışması, sarfettiği gücüdür. Emek, iş akdinin konusudur. Emeğiyle geçinmek, insanın şerefini yücelten en kıymetli değerlerden biridir. Emek, sermaye ve
sorumluluk (damân) ile birlikte kazanç elde etmenin en önemli üç kaynağı
arasındadır. Emeğin karşılığı işçinin alın teri kurumadan verilmelidir ilkesi
emeğe verilen değeri gösterir.
Emsal Ücret, Ajr-ul Meesel, المثل أجر) Ecrü’l-Misl)
Emsal işe toplumda ödenen maaş ya da ücrete denilir. Bir iş akdinde taraflar ücreti belirlememişlerse işi
yapan emsal ücret almaya hak kazanır.
Endeks, Index, المؤشر) el-Müeşşir)
Belirlenen bir zaman aralığında, oluşan değişimlerden veri elde etmek amacıyla oluşturulan göstergelerdir. Ayrıca Bk. Katılım Endeksi
Enflasyon Farkı, İNGİLİZCESİ التضخم فروق) Furûku’t-Tadahhum)
Borç akdinin gerçekleştiği dönem ile borcun ödendiği dönem arasında enflasyon sebebiyle
parada gerçekleşen değer kaybına denilir. İslâm hukukçuları özellikle tüketim
ödüncü (karz) alan borçluların ya da borcunu vadesinde ödemeyen mütemerrit
borçluların borcu öderken borçlu kaldığı dönemdeki enflasyon sebebiyle oluşan
değer kaybını telafi etmelerinin gereğine işaret etmişlerdir. Katılım Bankaları
tüketim ödüncü (karz) verdikleri müşterilerinden borçluluk döneminde
gerçekleşen enflasyon farkını talep etmeleri İslam hukuçularınca uygun görülür.
Enflasyon, Inflation, التضخم) et-Tadahhum)
Paranın alım gücünün düşmesini ifade eder. Enflasyon, mal ve hizmetlerin fiyatının genel ve süreklilik arzeden biçimde arttığı anlamına gelir. Enflasyonun düşmesi ise fiyatların düşmesi değil
fiyat artışının daha az olması demektir.
Erken Ödeme İskontosu, Early Payment Discount, ARAPÇA (Da’ ve Taaccel)
Herhangi bir borcun vadesinden önce ödenmesi durumunda tarafların rızasıyla
borcun miktarında yapılan indirimdir. Bu indirimin alacaklının alacak hakkından
feragat etmesi mi yoksa bir borç ilişkisinde vadeye biçilen değer mi olduğu
noktasından hareketle İslam hukukçuları indirimin faiz sayılıp sayılmayacağını
tartışmışlardır. Katılım Bankaları müşterilerinin borçlarını erken ödemesi
durumunda alacak haklarından feragat edebilmektedirler.
Eser Sözleşmesi, Istisna’, اإلستصاع) el-İstisna’)
İstisna akdi yapım gerektiren ürünleri konu alır. Taraflardan biri (müstasni’) yapım gerektiren bir işi taahhütte bulunana (sâni’) sipariş verir. Bu sözleşmelerde ürünün yapım malzemeleri de
taahhütte bulunan tarafından temin edilir. Sipariş edilen ürün üretilemediği
sürece sipariş alanın hiçbir maddi hakkı olmaz. Yapılacak ürünün niteliklerinin,
miktarının, işin ve bedelin vâdesinin belirlenmesi gerekir. Müteahhite daire
yaptırmak, marangoza dolap yaptırmak ve terziye elbise diktirmek eser
sözleşmesine örnektir. Katılım Bankaları toplu konut ve alt/üst yapı projelerinde
bu enstrümanı kullanırlar.
Faiz, Interest, Usury, الربا) er-Ribâ)
Öz itibariyle tüketim ödüncünden (karz) sağlanan gelire denir. Yani para ve piyasada emsali bulunan varlıkları (mislî) ödünç olarak verip borçludan menfaat sağlamak faizli işlem olur. Kur’ân-ı
Kerîm’de faiz yasaklanmış ancak faizin mahiyeti anlatılmamıştır. Hadis
kaynaklarında ise faizin hükmü ve mahiyetiyle ilgili pek çok rivayet
bulunmaktadır. Bununla birlikte faizin niteliğiyle ilgili rivayetler yoruma
müsaittir. Bu sebeple İslâm hukukçuları faizli işlemlerin tespitinde görüş
farklılığı yaşamışlardır. Faizle ilgili değerlendirmeler şöylece özetlenebilir İslâm
hukukçularının başta “altı mal hadisi” olmak üzere faizle ilgili rivayetlere
dayanarak gerçek para olmak, tartıyla satılır olmak, ölçüyle satılır olmak,
biriktirilebilir yiyecek olmak ve yiyecek olmak gibi gerekçelerle (faiz illeti) faizli
işleme uygun gördükleri malların (ribevî mallar) tüketim ödünü olarak verilmesi
durumunda talep edilen fazlalık faiz sayılır. Örneğin 100 gr altın ödünç verilip 1
yıl vadede 105 gr altın talep etmek borçludan 5 gr faiz istemek anlamına gelir.
Çünkü altın ribevî bir maldır ve verilen ödünçten menfaat sağlanmaktadır. Yine
İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre 100 gr altını peşin verip ‘belli bir vadede’
200 gr gümüşü satın almak üzere anlaşmak da faizli işlemdir. Çünkü altın ve
gümüş aynı sınıf (tartılır mal ya da gerçek para) sayılırlar ve aynı sınıf malların
vadeli değişimi faizli işlem kabul edilir. Bu iki işlem “vade/nesîe faizi” adını alır.
İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre peşin işlemlerde de faiz gerçekleşebilir.
Örneğin 100 gr altın ile 105 gr altını herhangi bir sebeple peşin değiştirme
durumunda aradaki 5 gramlık fark faiz sayılır. Buna da “fadl/fazlalık faizi” ismi
verilir. Ribevî bir mal, başka sınıftan bir ribevî malla değiştiriliyorsa (örneğin
altın ile buğday değişimi), ribevî bir mal ribevî olmayan bir malla değiştiriliyorsa
(örneğin gümüş ile arsa değişimi) ve ribevî olmayan mallar birbiriyle değişiyorsa
(örneğin mobilya ile halı değişimi) işlem ister vadeli olsun ister peşin olsun
kesinlikle faiz gerçekleşmez. İslâm hukukunda hangi malların faizli işleme uygun
olduğu, peşin işlemlerde faiz olup olmayacağı, altın ve gümüşün niteliği, faize
uygun mallarda kalite farklılığına ve işçiliğe itibar edilip edilmeyeceği, paraların
tedavülden kalkmasının ya da enflasyon farkının nasıl değerlendirileceği ve
erken ödeme iskontosuna faiz denilip denilmeyeceği gibi pek çok konuda İslâm
hukukçularının farklı görüşleri olmuştur. Ayrıca Bk. Enflasyon Farklı, Erken
Ödeme İskontosu.
Faizsiz Bankacılık, Interest Free Banking, الربوي غير البنك) el-Benk Ğayru’rRibevî)
İslâm hukukuna göre faizsiz sayılan işlemlerle fon toplayıp yine faizsiz
işlemlerle gelir sağlayan bankacılıktır. İslâm hukukunda ticâri yöntemlerle fon
toplamak ve yine ticaretten gelir elde etmek uygun bulunduğu için faizsiz
bankacılık uygulamalarında gelir elde etmek amaçlı işlemler faizsiz ticâri
çerçevenin dışına çıkmaz. Ayrıca Bk. Katılım Bankası
Faizsiz Borç, Karz-ı Hasen, Benelovent Loan, الحسن القرض) el-Karzu’l-Hasen)
Faizsiz tüketim ödüncü demektir. Borçlanma ihtiyacı duyan bir kişiye para ya da
piyasada emsali bulunan (mislî) bir varlığı borç vermek ve bu borç işlemi
sebebiyle menfaat sağlamamaktır. Para borçlarında alacaklı taraf, borçluluk
döneminde gerçekleşen enflasyon kadar bir farkın da alacaklısı olur. Ayrıca Bk.
Enflasyon Farkı
Fakih, Islamic Jurist, الفقيه) el-Fakîh)
İslâm hukuku uzmanına fakih denilir.
Fasit Akit, Void Contract, الفاسد العقد) el-Akdü’l-Fâsit)
İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre bir akdin aslında ya da vasfında yani akdin temel unsurlarında
ya da şartlarında bir eksiklik olması durumu fesat olarak, böylesi akitler de fasit
akit olarak adlandırılır. Bu tür akitlere batıl akit de denilir. Hanefî âlimler akdin
aslındaki eksiklik halini batıllık (butlân), vasfındaki eksiklik halini fasitlik (fesât)
diye adlandırmışlardır. İslâm hukukuna göre Müslümanların ticarete konu
yapması yasak olan (gayri mutekavvim) mallar üzerine akit yapmak bâtıldır.
Akitlerin önemli bir şartı (vasfı) olan vade belirlenmeden yapılan akitler ise fasit
sayılır. Akitlerin şartlarındaki belirsizlik ortadan kaldırılınca akitteki fasitlik
durumu ortadan kalkar, akit geçerlilik kazanır.
Fasit Şart, Ingilizce, الفاسد الشرط) eş-Şartu’l-Fâsit)
Her akit bir sonuç elde etmek amacıyla yapılır. İslâm hukukçuları akitlerde koşulan bazı şartların akdin
sıhhatine zarar verip vermeyeceğini tartışmışlardır. Hanefî âlimler akdin gereği
olan, akde uygun olan veya örf hâline gelmiş şartları uygun görürler. Akdin
amacına ve dini delillere aykırı düşmeyen bütün şartların mûteber olduğunu ve
akde tesir etmediğini ileri süren âlimler de vardır. Örneğin araç alım-satımlarında
aracın ve bedelinin teslim yeriyle ilgili şartlar akdin gereğine uygun şart sayılır.
Günümüzde beyaz eşya alımlarında söz konusu olan garanti şartı örfe uygun
şartlardan kabul edilir.
İslam Miras Hukuku, Islamic Law of Inheritance, الفرائض) el-Ferâiz)
İslam hukukunun mirasla ilgili hükümlerini içeren bölümüdür. Feraiz olarak da
adlandırılır.
Feraiz, Islamic Law of Inheritance, الفرائض) el-Ferâiz) Bk. İslam Miras Hukuku Feshetme, Termination, ARAPÇASI, (el-Fesh)
Akdin türüne göre tarafların karşılıklı rıza ile ya da taraflardan birinin tek taraflı olarak akdi bozmasıdır.
Örneğin, muhayyerlik şartı bulunmayan alım-satım ve kira akitleri iki tarafın
rızasıyla bozulabilir (ikâle). Vekâlet ve ariyet gibi akitler ise tek taraflı
feshedilebilir.
Fıkıh, Islamic Jurisprudence, Islamic Law, اإلسالمي الفقه) el-Fıkhü’l-İslâmî)
Bk. İslâm Hukuku
Finansman Kart, Financing Card, التمويل بطاقة) Bitâkatü’t-Temvîl)
Teknolojik gelişmelerden istifadeyle hızlı ve rahat bir şekilde kart hamilleri, bankalar,
işyerleri, Merkez Bankası, takas kuruluşları ve beynelmilel kart kuruluşları
arasında finansal alım satım ve ödemelerin yapılabilmesini sağlayan ve katılım
bankalarını temsil eden modern ödeme araçlarıdır. Finansman kart, katılım
bankasını temsil ettiğinden kart hamillerinin bu kartlarla yaptıkları alım satımların tümü katılım bankasının vekâleti ve onayıyla gerçekleşmektedir.
Finansal Alım Satım, Murâbaha, Cost Plus Sale, بالشراء لآلمر المرابحة) elMurâbaha li’l-Âmiri bi’ş-Şirâ)
Bir malın maliyetinin müşteriye bildirilmesini takiben maliyetin üzerine kâr eklenerek satılmasıdır. Örneğin maliyeti müşteriye bildirilen 50.000 TL’lik bir arabanın üzerine satış kârı ilave edilerek peşin ya da
vadeli olarak 60.000 TL’ye satılması finansal alım satım (murâbaha) adını alır.
Katılım bankalarının fon değerlendirme yöntemlerinin en önemlisi bu tür alım
satımlardır.
Finansal Kiralama, Leasing, بالتمليك المنتهية اإلجارة) el-İcâre el-Müntehiye bi’tTemlîk)
Finansal kiralama sözleşmesine dayalı olarak, yetkilendirilmiş bir
kiralayan tarafından, bir malın mülkiyetinin kira süresi sonunda kiracıya
devredilmesini amaçlayan ve kiracıya kira süresi sonunda malın rayiç bedelinden
düşük bir bedelle malı satın alma hakkı tanıyan kiralama işlemine finansal
kiralama denir. Her ne kadar işlem kiralama ismiyle anılsa da ‘leasing’in adi kira
ve satımdan oluşan mürekkep bir akit, önce kira sonra satım, vadeli satım ve yeni
bir akit türü olduğu konusunda İslam hukukçularının farklı değerlendirmeleri
vardır. Bu konudaki görüş farklılığı leasing sözleşmelerinde tarafların
birbirlerine karşı ileri sürdükleri şartların sıhhatiyle ilgili değerlendirmeleri
etkilemektedir.
Fiyat, Price, Semen, الثمن) es-Semen)
Alım satım bedeli, satım parası ve paha demektir. Bir alışverişte satın alınan mala karşılık ödenen paraya ya da piyasada daha fazla emsali bulunabilen varlığa fiyat (semen) denilir. Yani 20.000 TL verip
bir araba alınınca para, semen sayılır. Bununla birlikte bir arabayı 1 ton buğdayla
satın alma durumunda buğday, semen sayılır. Ayrıca Bk. Kıymet
Forex, Forex, الفوركس) el-Fûreks)
Forex, uluslararası döviz piyasasıdır. Farklı ülkelerin paralarının birbirleriyle değiştirildiği döviz piyasasına forex denilir. Bu piyasada kaldıraçlı işlemler yapılarak mevcut paranın kat kat üstünde alım
satımlar yapılabilmektedir. Örneğin 200 USD’ye sahipken 20.000 USD’lik alım ya
da satım yapılabilmektedir. Katılım bankaları, gerçekte bulunmayan para
üzerinden kaldıraçlı işlemler yapmazlar.
Vaad Bazlı İşlem, Forward, اآلجل العقد) el-Akdü’l-Âcil)
İki tarafın, belirli vadede, nitelikte, miktarda ve fiyatta herhangi iki ürünün değişimi üzerine
vaadleşmesidir. Örneğin tarafların bir ay sonra 100.000 TL karşılığı 30.000 USD
almak üzere vaadleşmesi vaad bazlı işlemidir. Katılım bankaları, ticaretinden
dolayı riski bulunan müşterilere riskten korunmak amaçlı (hedging) bu işlemi
taraflardan birine cayma hakkı vererek yapmaktadır.
Future, Future, المستقبلي العقد) el-Akdü’l-Müstakbelî)
İki tarafın, belirli vadede, nitelikte, miktarda ve fiyatta herhangi iki ürünün değişimi üzerine organize bir
piyasada mutabakata varmasıdır. Örneğin vadeli işlem borsası üzerinden iki
tarafın üç ay sonra 100.000 TL verip 30.000 USD almak üzere sözleşme yapması
future işlemdir. Katılım bankalarında döviz üzerinden future işlemleri yapılmaz.
Ayrıca Bk. Döviz Ticareti
Fuzûli Akdi, الفضولي عقد) Akdü’l-Fuzûlî)
Yetkisiz Temsil
Fülus, Fractional Currency, الفلوس) el-Fülûs)
Tarihte bakır vs. gibi madenlerden yapılmış değeri düşük paralara denir.
Gabn-i Fâhiş, Excessive Undue Influence, الفاحش الغبن) el-Ğabnü’l-Fâhiş)
Aldanma
Garar, Uncertainty, الغرر) el-Ğarar)
Belirsizlik
Gayr-ı Lâzım Akit, Non-binding Contract, الالزم غير العقد) el-Akd Ğayru’lLâzım)
Bk. Bağlayıcı Olmayan Akit
Gecikme Cezası, Delay Penalty, التأخير غرامة) Ğarâmetü’t-Te’hîr)
Mütemerrit borçluya uygulanan cezâî yaptırıma denilir. İslâm hukukçuları temerrüt halinde
ne tür bir cezanın (hapis, haciz, hacr ve mali) uygulanabileceği ve mali ceza
uygulanması durumunda alınan cezanın nasıl değerlendirileceği konusunda
farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Katılım bankaları kasıtlı olarak borcunu
vadesinde ödemeyen müşterilerine danışma kurullarının uygun gördüğü ölçüde
cezai yaptırım uygular ve kurulun gözetiminde bunu sarf ederler. Ayrıca Bk.
Cezai Şart, Enflasyon Farkı, Haciz, Kısıtlama
Götürü Usûlü Satış, Lump Sum Basis Sale, الجزاف بيع) Bey’u’l-Cüzâf)
Miktarı tahmini olarak belirlenen mallar üzerine gerçekleştirilen satıştır.
Haciz, Attachment, الحجز) el-Hacz)
Kesinleşmiş borcunu ödemeyen borçlunun sahip olduğu varlıklarına yetkili kurumlarca el konulmasına haciz denilir. El konulan bu varlıklar yasal yollarla satışa çıkarılır, satılır ve borç ödenir. Ayrıca
Bk. Gecikme Cezası
Hacr, Limitation, الحجر) el-Hacr)
Kısıtlama
Hadis, Hadith, الحديث) el-Hadîs)
Özelde Hz. Peygamber’e (aleyhisselâm) genelde ise onunla birlikte ilk İslâm nesilleri sahâbe ve tâbiîne nispet edilen sözlere ve davranışlara denmektedir. Hz. Peygamber’e (aleyhisselâm) nispet edilen
hadislere merfû, sahabeye isnat edilenlere mevkûf ve tabiîne izafe edilenlere ise
maktû hadis denir.
Harac, Land Tax, الخراج) el-Harâc)
İslâm tarihinde elinde harac vergisine tabi arazi bulunanlardan alınan toprak vergisidir.
Haram, Haram, الحرام) el-Harâm) Dinen kesin olarak yasaklanmış olan şeylere
denir.
Hava Parası, Goodwill, الخلو بدل) Bedelü’l-Huluv)
Bir işletmecinin, işletmeyi devretmesi karşılığında yeni işletmeciden talep edebildiği mali haktır.
Temel İhtiyaçlar, Essential Needs, األصلية الحوائج) el-Havâicü’l-Asliyye)
Kişilerin insâni yaşam standartlarında yaşamaları ve maddî – mânevî
sorumluluklarını yerine getirebilmeleri için gerekli olan şeylerdir. Örneğin
mesken olarak kullanılan konut bu kapsam altında yer almaktadır. Ayrıca Bk.
Zekat
Havale, Transfer, الحوالة) el-Havâle)
Borcun nakli demektir. Yani bir kimsenin ödemekle yükümlü olduğu borcu bir başkasına nakletmesi demektir. Bu durumda alacaklının muhatabı artık kendisine havale edildiği yeni borçludur.
Örneğin satın alınan bir malın bedelini ödemek aslında müşterinin borcudur.
Ancak müşteri, satıcıyı alacağının tahsili için bir başkasına havale edebilir.
Müşterinin bankada hesap açması, hesabına para yatırması ve bu hesaba bağlı
çek keserek ödemelerini gerçekleştirmesi böylesi bir havale işlemidir. Satıcının
bu havaleyi kabul edip etmeme özgürlüğü vardır. Ayrıca aynı bankada bir kişinin
başka bir kişinin hesabına para transferi de havale adını alır. Ayrıca Bk. Süftece
Helal, Halal, الحالل) el-Helâl) Dinen yasaklandığına dair hiçbir delil olmayan
şeylere denir.
Hibe, Donation, الهبة) el-Hibe)
Bedel alınmaksızın bir varlığın başkasının mülkiyetine verilmesine (temlik) hibe denilir. Şöyle de tanımlanır Karşılık şartı olmaksızın bir malın hayatta iken başkasına temlik edilmesidir. Karşılık olsaydı
satış olurdu, hayat sonrası için gerçekleşmek üzere bir bağış olsaydı vasiyet
olurdu, temlik olmasaydı kullanım (âriyet) ya da tüketim ödüncü (karz) olurdu.
Hile, Hilah, المحظورة الحيلة) el-Hîletü’l-Mahzûra)
Dinen onaylanan işlemlerin dinen yasaklanmış bir amaca ulaşmak amacıyla anormal bir yapı içerisinde
kullanılmasına hile denilir. Örneğin 100.000 TL’ye 24 ay vadeyle satın alınan bir
malı, 90.000 TL’ye geri satmak îne satışı ismini alır ve çoğunlukça hile olarak
görülür. Yaşanan veya yaşanması muhtemel bir problemi çözmek amacıyla ya da
dinen yasaklanmış bir işleme girmemek niyetiyle dinen onaylanan işlemleri
hakîki sonuç elde edecek şekilde kullanmaya ise dinen meşru çıkış yolu denilir.
Örneğin, yukarıda bahsedilen işlemde 100.000 TL’ye 24 ay vadeli satın alınan bir
malı piyasada satıcıdan farklı birine 90.000 TL’ye peşin bedelle satarak fon elde
etmek teverruk ismini alır ve dinen meşru çıkış yolu olarak görülür. Bu tür çıkış
yollarına hile-i şer’iyye de denilir.
Hileli Artırım, Neceş, Shill Bidding النجش) en-Neceş)
Müşteri kızıştırmak demektir. Genellikle tarafların satışa sunulan mala daha fazla bedel ödemelerini
sağlamak amacıyla müzâyedede hileli artırım yapmaktır. Hz. Peygamber’in
(aleyhisselâm) böylesi hileli artırımları yasakladığı nakledilmiştir.
Hisbe, Hisbah, الحسبة) el-Hisbe)
Genel ahlâkı, kamu düzenini korumak ve denetlemekle görevli teşkilâta denir. Hisbe faaliyetlerinin icrâsı dînî ve örfî ilkeler ışığında farz-ı kifâye kavramı içerisindedir. Hisbe faaliyetleri için görevlendirilen
kişi ya da memura muhtesib denir. İslam tarihi boyunca çeşitli uygulamaları
görülmüştür.
Hisse, Share, السهم) es-Sehm)
Ortakların varlıklardaki paylarıdır. Bu payları temsil eden belgelere ise hisse senedi denilir. Ayrıca Bk. Borsa, Katılım Endeksi
Humus, الخمس) el-Humus)
Kelime anlamı beşte bir demektir. Devletin ganimet, define ve madenlerden aldığı beşte bir oranındaki vergidir.
Teşekkür Ödemesi, Hüsn-i Eda, األداء حسن) Hüsnü’l-Edâ)
Taraflar arasında gizli ya da açık bir anlaşmaya dayanmaksızın ve bu konuda oluşmuş bir örf olmaksızın
borçlunun alacaklıya kendiliğinden fazladan ödeme yapmasına denilir. İslâm
hukukçuları böylesi bir davranışı faiz değil bilakis güzel ahlak göstergesi sayarlar.
İbra, Release, اإلبراء) el-İbrâ)
Alacaklının, borçlusunda bulunan alacağından tamamen veya kısmen vazgeçmesi durumudur.
İcab, Offer, اإليجاب) el-Îcâb)
Teklif
İcar, Renting, اإلجارة) el-İcâre)
Bk. Kira
İflas, Bankruptcy, اإلفالس) el-İflâs)
Gerçek ya da tüzel kişiliği haiz bir tüccarın yükümlülüklerini yerine getirememesi ve borçlarını ödeyememesi halidir.
İhtikar, Black Market, اإلحتكار) el-İhtikâr)
Bk. Karaborsacılık
İhtiyaç, Necessity, الحاجات) el-Hâcât)
Yokluğu insan için sıkıntı ve meşakkat doğuran şeylerdir. Zaruret kadar olmasa da karşılanmadığında yine insan hayatı üzerinde olumsuz etkiler doğuran gereksinimlere ihtiyaç denilir. İnsanların daha
müreffeh yaşaması için temin edilmesi gereken şeyler ise tahsîniyyât kavramıyla
ifade edilir. İhtiyaçlar ferdî olabileceği gibi umûmi de olabilir. Elbette bireysel bir
ihtiyacın karşılanmasına nazaran toplumsal bir ihtiyaç için çözümler aramak
önceliklidir. Bununla birlikte İslâm hukukunda ihtiyaçlar ister genel olsun ister
özel olsun dînî yasakların ihlal edilebilirliği açısından zarûret gibi değerlendirilir.
Ayrıca Bk. Zaruret, Makâsıdüş’-Şerîa
İkâle, Mutual Rescission, اإلقالة) el-İkâle)
Akdin taraflarının akdi feshetme üzerinde anlaşmasıdır. Akit icab ve kabulle kurulduğu gibi akdin feshedilmesi de icab ve kabulle gerçekleşir. Örneğin, muhayyerlik şartı bulunmayan alım-satım
ve kira akitleri iki tarafın rızasıyla bozulabilir.
İktisat, Economics, اإلقتصاد) el-İktisâd)
Servetin, üretim, dağıtım ve tüketimini konu edinen bilim dalıdır. İktisat kelimesi itidal ile davranmak, israf etmemek, demektir. Ekonomi ile bazen eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Tutumlu olma,
orta yolu izleme, aşırılığa düşmeme manaları ile de kullanılmaktadır.
Îne Satışı, Sale and Buy-back, العينة بيع) Bey’u’l-Îne)
Bk. Sat Geri Al
İnfak, Donation, اإلنفاق) el-İnfâk)
Bk. Bağış
İslâm Ekonomisi, Islamic Economics, اإلسالمي اإلقتصاد) el-İktisâdü’l-İslâmî)
Bk. İslâm İktisadı
İslâm Hukuku, Fıkıh, Islamic Jurisprudence, Islamic Law, اإلسالمي الفقه) elFıkhü’l-İslâmi)
İslam dininin pratiğe dayanan ameli hükümlerini dinin temel kaynaklarından ve uygun delillerden istifadeyle ortaya koyan bilimdir. Usul, ibadetler (ibâdât), aile hukuku, borçlar hukuku (muâmelât), anayasa hukuku, yargı hukuku (kazâ), ceza hukuku (ukûbât), idare hukuku ve miras hukuku
(ferâiz) gibi işlemler fıkhın içeriğini oluşturur.
İslâm İktisadı, İslam Ekonomisi, Islamic Economics, اإلسالمي اإلقتصاد) elİktisâdü’l-İslâmî)
İslâmî felsefe ve değerlere dayanan ekonomi bilimi demektir. İktisat ilminin temel ilkeleri yanında tartışmaya ve farklı bakış açılarına dayanan yönü de vardır. Örneğin faiz almak ve vermek İslâm iktisadında yasaktır.
İsraf, Extravagancy, اإلسراف) el-İsrâf)
Bk. Savurganlık
İsticrâr, Bai’ ul istijrar , اإلستجرار بيع) Bey’u’l-İsticrâr)
Bk. Açık Hesap Satış
İstiğlâl Satışı, Sale-Lease and Buy back, اإلستغالل بيع) Bey’u’l-İstiğlâl)
Bk. Kiralı Satış
İstisna’, Istisna’, اإلستصاع) el-İstisna’)
Bk. Eser Sözleşmesi
İşçi, Employee, األجير) el-Ecîr)
Emeğini kiraya veren, ücret karşılığı iş yapan kimse demektir. İşçi, özel bir anlaşma ile emeğini belirli bir süre işverene tahsis etmiş ise özel işçi (ecîr-i hâs) adını alır. Bu tür işçiler, işveren kendilerine iş
vermese de iş yerinde hazır bulunmuş iseler ücreti hak ederler. İşçi özel bir iş ve
hizmet için tutulmuş ve taraflar arasında devamlılık arzeden bir akit bağlılığı yok
ise müşterek işçi (ecîr-i müşterek) ismi verilir. Bu tür işçiler kendilerinden talep
edilen işi yapmazlarsa ücret hak etmiş olmazlar. Katılım bankaları yapılacak işi
taahhüt ederek müşterek işçi ücretlerini finanse edebilmektedirler.
İşletmeci Ortak, Mudârib, Entrepreneur, Operator, المضارب) el-Mudârib)
Emek sermaye ortaklığı sözleşmelerinde iki taraftan, emeğini ortaya koyup
işletmeciliği yüklenen taraftır. Sermaye sahibi ise rabbü’l-mâl olarak anılır.
Ayrıca Bk. Emek Sermaye Ortaklığı
Kabul Kredisi, Acceptance Credit, قبول اعتماد) İ’timâdü Kabul)
Bankanın kambiyo senedini imzalayarak vadesi geldiğinde senet üzerindeki nominal değeri
ödemeyi yüklenmesi ve ithalatçıya finansman sağlamasıdır. Katılım bankası,
vekalet vererek en başından itibaren içinde yer aldığı mal alımlarıyla ilgili
finansal alım satım işlemlerini yapabilir ve böylece ithalatçıya finansman
sağlayabilir.
Kabul, Acceptance, القبول) el-Kabûl)
Akit yapabilmek için akdin taraflarından birinin yaptığı teklife diğer taraftan onay gelmesi gerekir. İşte bu onay kabul adını alır. Ayrıca Bk. Akdin Unsurları, Teklif
Kambiyo Senedi, Bill of Exchange, الكمبيالة) el-Kambiyâle)
Borçlanmaları gösteren belgelerdir. Poliçe, bono ve çek, kambiyo senedinin çeşitlerini oluşturur.
Bu tür senetlerin tedavülü kolay olduğundan ticarette borçlanma aracı olarak
yaygın şekilde kullanılırlar. Ayrıca Bk. Çek
Kamu Hazinesi, Beytü’l-Mal, Treasury, المال بيت) Beytü’l-Mâl)
Devlet yani kamu mallarının muhafaza edildiği hazineye denilir. Bu kurum aynı zamanda
devletin alacak ve borçlarını üstlenen bir kurum olarak kabul edilmiştir.
Kapora, Down Payment, العربون) el-Urbûn, el-Arbûn)
Sözleşme öncesinde sözleşmeyi yapma iradesini kuvvetle göstermek için karşı tarafa verilen,
sözleşme yapılınca fiyattan düşülen ama sözleşme olmazsa kaporayı alanda kalan
bir ön ödemedir. Kaporanın akdin kurulduğuna delalet edip etmediği hususunda
İslam hukuçularının farklı görüşleri vardır.
Kar, Profit, Ribh
Bir faaliyetin gerçekleşmesi sonucunda elde edilen gelir ile faaliyet için yapılan giderler arasındaki farktır.
Karaborsacılık, İhtikâr, Hoarding, اإلحتكار) el-İhtikâr)
İnsanların ve hayvanların temel ihtiyaç maddelerini stoklayarak fiyatın sûni artışına sebep
olmak demektir. Esasen insanların özel mülkiyetlerindeki varlıkların piyasaya
arzedilip arzedilmemesi kendi iradelerine bırakılmıştır. Bununla birlikte kamu
menfaati tercih edilerek buradaki özel menfaate sınırlama getirilmiştir. Kamuya
zarar vermediği müddetçe tüccarların mal stoklamaları ilkesel olarak serbesttir.
Karz, Loan, القرض) el-Karz)
Bk. Tüketim Ödüncü
Karz-ı Hasen, Good Loan, الحسن القرض) el-Karzu’l-Hasen)
Faizsiz Borç
Katılım Bankası, Participation Bank, Islamic Bank, اإلسالمي البنك) el-Benkü’lİslâmî)
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na göre özel câri ve katılma hesapları yoluyla fon toplamak ve kredi kullandırmak esas olmak üzere faaliyet gösteren kuruluşlar ile yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye’deki şubelerine denir. Katılım bankaları genel olarak kâr zarar ortaklığı yöntemiyle
topladıkları fonu, finansal alım satım, finansal kiralama, adi kira vb. yöntemlerle
işletirler. Bu tür ticâri işlemlerden elde ettikleri kâr ya da zararı, fon sahipleriyle
paylaşırlar.
Katılım Endeksi, Participation Index, Arapça, (Müeşşirü’l-Müşâreke)
Katılım Endeksi, BİST’de işlem gören ve katılım bankacılığı prensiplerine uygun hisse
senetlerinden oluşan bir borsa endeksidir.
Katılım Fonu, Participation Fund
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na göre katılım bankaları nezdinde açtırılan gerçek ve tüzel kişilere ait özel câri hesap ve katılma hesaplarında yer alan parayı ifade eder.
Katılım Sigortacılığı, Tekâfül, Takaful, Islamic Insurance, اإلسالمي التأمين) etTe’mînü’l-İslâmî), التكافل) et-Tekâfül)
Bir organizatör şirket yönetiminde katılımcıların bir yönüyle bağış diğer yönüyle ortaklık sermayesi niteliği taşıyan primler ödemesi ve kendi aralarında rizikolara karşı birbirleriyle yardımlaşma
ve dayanışma (tekâfül) yoluna gitmelerini sağlayan sigorta sistemine katılım
sigortacılığı denilir. Bu sistemde toplanan fonlar faizsiz yöntemlerle işletilir.
Böylece İslâm hukukçularının ticâri sigortalara yönelttiği temel iki eleştiriden
uzaklaşılmış olur. Yaygın ticâri sigorta sisteminde sigorta şirketi, sigortalının
maruz kalma ihtimali bulunan riziko karşılığında prim almaktadır. Akit, sigortacı
ile sigortalı arasında bedelli bir akit formunda gerçekleşmektedir. Halbuki
katılım sigortacılığında esasen sigorta fonuna katılanlar kendi aralarında
dayanışmakta, sigorta şirketi yalnızca sigorta fonunu onlar adına işletmekte ve
ihtiyaç duyduklarında sigorta hizmeti sunmaktadır. Ticâri sigortalara yönelik bir
diğer eleştiri ise mevcut yaygın sigorta sisteminde primlerin faizli yöntemlerle de
değerlendiriliyor olmasıdır. Çünkü bu sistemde primler tamamıyla sigorta
şirketinin mülkiyetindedir. Sigortalıların, sigorta şirketinin primleri
değerlendirme yöntemine karışmaları mümkün değildir. Katılım sigortacılığında
ise fonlar sigorta şirketine emânet sayılır ve şirketin bu fonları faiz dışı alanlarda
değerlendirme zorunluluğu vardır.
Katılma Hesabı, Participation Account, اإلستثماري الحساب) el-Hisâbu’lİstismârî)
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na göre katılım bankalarına yatırılan
fonların bu kurumlarca kullandırılmasından doğacak kâr veya zarara katılma
sonucunu veren, karşılığında hesap sahibine önceden belirlenmiş herhangi bir
getiri ödenmeyen ve anaparanın aynen geri ödenmesi garanti edilmeyen fonların
oluşturduğu hesaplara denir. Katılım bankalarının en önemli fon kaynağı bu
hesaplardır. Bu hesaplara fon yatıranlarla banka arasında ortaklık (bk. Emek
Sermaye Ortaklığı, Mudârebe) meydana gelmektedir. Banka bu fonu faizsiz ticâri
işlemlerde değerlendirir. Ticaretten kaynaklanan kâr ya da zarara hesap sahibi
ve banka ortaktır.
Kayıtlı, Mukayyed, Conditional, المقيد) el-Mukayyed)
Belli bir şarta veya kayda bağlı olan demektir. Örneğin Katılım Bankalarının yapmış olduğu finansman
işlemleri belli şartlarla (limit, teminat, işlem, satıcı bazlı vb.) kayıtlıdır.
Kayıtsız, Mutlak, Unconditional, المطلق) el-Mutlak)
Belli bir şarta veya kayda bağlı olmayan, bağımsız demektir. Örneğin Katılım Bankalarında katılma hesabı açanlar Bankanın katılım fonunu nasıl değerlendireceğini sınırlandırmayarak
mutlak bir ortaklık kurmuşlardır.
Kefâlet, Surety, الكفالة) el-Kefâle)
Asıl borçluya destek için gerektiğinde borcu ödemeyi taahhüt etmektir. Alacaklının alacağını teminatlandırmak için borçlusundan kefil istemesi durumunda borçlu gerektiğinde borcu ödeyecek bir
kişiyle kefâlet akdi yapar. Böylece asıl borçlu borcu ödeyemediğinde alacaklı
kefile rücû ederek alacağını tahsile çalışır. Ayrıca bk. Aval, Teminat Mektubu.
Keylî Mal, Volume Measurable Goods, الكيلي المال) el-Mâlü’l-Keylî)
Hacim ölçüsüyle alınıp satılan mallara denir. Örneğin litre ile satılan ürünler keylî mal hükmündedir.
Kısıtlama, Hacr, Limitation, الحجر) el-Hacr)
Bir kişinin belli sebeplere dayanarak, yasal ya da farklı şekiller ile tasarruf ve işlemlerine kısıtlama koymaktır. Kısıtlama yapılan kimseye mahcûr denilir. Örneğin hesaplara konulan bloke bir nevi kısıtlamadır.
Kıyemî Mal, القيمي المال) el-Mâlü’l-Kıyemî)
Piyasada emsali olmayan ya da oldukça zor bulunan ve telef edildiğinde emsaliyle değil kıymetiyle tazmin edilen mallara denilir. Ev, arsa, dükkan, bina gibi gayrimenkuller, at, sığır ve koyun gibi tek tek satılan canlı hayvanlar, antika ürünler, sanat eserleri, işçilikli mücevherler ve ikinci el otomobiller kıyemî mal kategorisindedir.
Kıymet, Value, القيمة) el-Kıyme)
Bilirkişilerin bir malın fiyatı konusunda yaptıkları tespittir. Mala bilirkişilerce biçilen değerdir. Örneğin Katılım Bankalarının yapmış oldukları konut finansmanlarında talep ettikleri eksper değeri bu hükümdedir.
Kira Sertifikası, Sukuk, Sukuk, الصكوك) es-Sukuk)
Yatırım Sertifikası
Kira, İcar, Rent, اإلجارة) el-İcâre)
Ücret karşılığı bir varlığın menfaatinin belirli bir süre için karşı tarafa bırakılmasıdır. Buna göre kira akdinde bedeller ücret ve menfaattir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda şu şekilde tanımlanmıştır “Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte
ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık
kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir”. Bu menfaat bir
gayrimenkulün (ev), menkul bir malın (araba), insanın emeğinin (işçi) ve bir
hakkın (taksi hattı) menfaati olabilir. Kira akdinde malın mülkiyeti değil menfaati
devredildiği için kira akdine konu varlığın tüketilmeden kullanılabilen bir varlık
olması asıldır.
Komisyon, Commission, األجرة) el-Ücre)
Hizmet bedeline komisyon denilir.Örneğin Katılım Bankalarının sundukları hizmet karşılığında tahsil ettikleri bedeller bu kapsamdadır.
Konşimento, Bill of Lading, الشحن بوليصة) Bulisatü’ş-Şahn)
Taşıma senedidir. Üzerinde yükleyici, alıcı ve ihbar merci bilgileri başta olmak üzere söz konusu ticâri işlemle ilgili her türlü bilginin yer aldığı ve gemiye teslim edilen mala karşılık verilen kıymetli evraktır. Hava yolu taşıma senedi (air waybill), karayolu taşıma senedi (cmr consignment note) ve demiryolu hamûle senedi gibi belgeler de bir nevi konşimento gibidir.
Korunma, Hedging, التحوط) et-Tahavvut)
Piyasa riskinden özellikle fiyatların çeşitli sebeplerle aşırı oynaklığından korunmaktır. Örneğin şirketlerin döviz kurundaki aşırı oynaklıktan korunmak amacıyla vaad bazlı döviz işlemleri
yapmaları bu kapsamdadır.
Kredi Kartı, Credit Card, اإلئتمان بطاقة) Bitâkatü’l-İ’timân)
Bk. Finansman Kart
Kredi, Credit, اإلئتمان) el-İ’timân)
Mevduat Bankalarının nakdi ve gayrinakdi kredi işlemleri, satın aldıkları tahvil ve bonolar, verdikleri borçlar, vadesi geçmiş nakdi alacakları, ters repo işlemlerinden doğan alacakları, vadeli döviz
işlemlerinden doğan alacaklarıdır. Kalkınma ve yatırım bankalarının finansal
kiralama işlemlerinden doğan alacaklarıdır. Katılım bankalarının taşınır ve
taşınmaz mal ve hizmet bedellerinin ödenmesi suretiyle (bk. Finansal Alım Satım,
Murâbaha) veya kâr ve zarar ortaklığı yatırımları, taşınmaz, ekipman veya emtia
temini veya finansal kiralama, mal karşılığı vesaikin finansmanı, ortak yatırımlar
veya benzer yöntemlerle sağladıkları finansmanlar Bankacılık Kanunu’na göre
kredi sayılır. Dolayısıyla kredi yalnızca faizli nakdi borç vermek değil, finansman
niteliği taşıyan hemen her türlü işlemin adıdır.
Kullanım Ödüncü, Ariyah, العارية) el-Âriye)
Menfaatin bir karşılık beklenmeksizin başkasına temlik edilmesidir. Yani kendisi tüketilmeden
yararlanılabilen bir varlığı bedelsiz (kirasız) olarak başkasının kullanımına
vermektir. Örneğin araba, bilgisayar ve tamir araç gerecinin ödünç verilmesi ya
da ev için kira alınmadan kullanım izni verilmesi âriyet sayılır.
Kumar, Gambling, الميسر) el-Meysir)
Kazanç amaçlı şans oyunlarına kumar denilir. Hiçbir faydalı üretim sağlamayan ve taraf olanların büyük kısmının zararından kazanç sağlamaya dayanan talih oyunları dînî ve ahlâki açıdan hoş
görülmemiştir. İslam hukukunda akitlerin kumar niteliği taşımaması gerekir.
Lâzım Akit, الالزم العقد) el-Akdü’l-Lazım)
Bağlayıcı Akit
Leasing, بالتمليك المنتهية اإلجارة) el-İcâre el-Müntehiye bi’t-Temlîk)
Finansal Kiralama
Mâdum Satış, Sale of Non-Existent, المعدوم بيع) Bey’u’l-Ma’dûm)
Henüz var olmayan ve var olup olmayacağı aşırı seviyede belirsiz olan malların satışıdır.
Örneğin doğmamış yavrunun satışı, ekimi yapılmamış tarımsal ürünün satışı gibi
alım satım sözleşmeleri için kullanılır.
Makâsıdü’ş-Şerîa, The Purposes of Sharia, الشريعة مقاصد) Makâsıdü’ş-Şerîa)
İslâm dininde hükümlerden arzu edilen amaca, bu hükümlerin mana ve hikmetine denilir. İslâm dininde vazedilen hükümlerle insanların can, nesil, akıl, mal ve dini kesinlikle koruma altına alınması amaçlanmıştır. Bu beş şey zarûriyyât-ı hamse olarak adlandırılır.
Mal, Asset, المال) el-Mâl)
İnsanların tabiatları itibariyle kendisine meylettikleri ve ihtiyaç duyabilme ihtimali sebebiyle biriktirdikleri her şey yahut sahip olunabilen her şey diye tanımlanabilir. Ayrıca Bk. Kıyemî Mal, Mislî Mal
Maliyetine Satış, Tevliye Satışı, At-Cost Sale, التولية بيع) Bey’u’t Tevliye)
Bir malı kâr veya zarar etmeksizin maliyeti hakkında müşteriyi bilgilendirerek
satmaktır. Bir ayakkabının satıcıya maliyetinin 50 TL olduğunun müşteriye beyan
edilerek yine 50 TL’ye satılması maliyetine satış adını alır. Alım satımlarda malın
satıcıya maliyetinin açıklanması zorunlu değildir. Ancak eğer maliyet açıklanırsa
müşteriye verilen maliyet bilgisinin doğru olması gerekir.
Mazur Mütemerrit, Insolvent, المعسر) el-Mu’sir)
Borcunu geciktirmesinin İslâm hukuku açısından haklı gerekçeleri olduğu kabul edilen mütemerrit borçlulara denilir. İslâm hukukçuları mazur mütemerritlere cezâî yaptırım uygulanmasını onaylamazlar.
MCC Kodu, Merchant Category Code
Finansman kartıyla işlem yapılan üye işyerlerinin kategorilerini (restoranlar, marketler, kuyumcular, seyehat acentaları vs.) gösteren koda denilir. Katılım Bankaları faizsiz finans ilkelerine uygun olmayan harcamaları engellemek amacıyla bazı mcc kodlarını kullanıma kapatmaktadır.
Mebî’, المبيع) el-Mebî)
Satılan mal demektir. Malın karşılığı olan kıymet ise semen olarak ifade edilir. Ayrıca bk. Fiyat
Mekîlât, المكيالت) el-Mekîlât)
Keylî Mal
Menfaat, Benefit, المنفعة) el-Menfaa)
Tüketilmeden yararlanılabilen ev, araba, arsa, makine ve mobilya gibi varlıkların kullanımından elde edilen faydaya menfaat denilir. Menfaat, kira akdinin konusudur.
Menkulleştirme, Securitisation, التوريق) et-Tevrîk), التصكيك) et-Taskîk) ve
التسنيد) et-Tesnîd)
Mevcut mal, menfaat veya proje gibi ticâri varlıkların mülkiyetini hisselere ayırmak ve bu hisseleri temsil eden sertifikalar (sukuk) ihraç etmektir. Örneğin Katılım Bankalarının sukuk yoluyla bir binayı 1000 eşit
hisseye bölmesi ve bu hisseleri temsil eden sertifikalar ihraç edip satması
menkulleştirmedir.
Menkul Kıymet, Security, المنقولة القيم) el-Kıyemü’l-Menkûle)
Devredilebilen ve takas edilebilen tüm finansal enstrümanlara verilen addır. Menkul kıymetler
kişilere ortaklık veya alacaklılık hakkı verir. Sukuk ve hisse senetleri menkul
kıymetlere örnektir.
Menkul Kıymet Borsası, Securities Exchange, Al-Bursa
Kamu ve özel sektöre ait menkul kıymetlerin alınıp satıldığı organize piyasalardır. Örneğin BİST (Borsa İstanbul) menkul kıymet borsasıdır.
Mevduat Bankası, Deposit Bank, الربوي البنك) el-Benkü’r-Ribevî)
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na göre kendi nam ve hesabına mevduat kabul etmek ve kredi kullandırmak esas olmak üzere faaliyet gösteren kuruluşlar ile yurt dışında
kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye’deki şubelerine denir. Mevduat
bankaları genel olarak faiz ödeme taahhüdüne girerek tasarruf sahiplerinden
topladıkları mevduatı, kredi isteyenlere faizle borç verirler.
Mevduat, Deposit, الوديعة) el-Vedîa)
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda mevduat şöyle tanımlanır “Yazılı ya da sözlü olarak veya herhangi bir şekilde halka duyurulmak suretiyle ivazsız veya bir ivaz karşılığında, istendiğinde ya da belli bir vadede geri ödenmek üzere kabul edilen parayı” ifade eder. Vadesiz ve vadeli mevduat şeklinde mevduat bankalarına verilen paralar, bu bankaların en önemli para kaynağını teşkil eder.
Mevkuf Akit, Dependent Contract, الموقوف العقد) el-Akdü’l-Mevkûf)
Yürürlüğe girmesi için başka bir kişi ya da birimden onay alma gerekliliği olan
sözleşmelerdir.
Mevzûnât, Weight Measurement, الموزونات) el-Mevzûnât)
Veznî Mal
Mislî Mal, المثلي المال) el-Malü’l-Mislî)
Piyasada emsali rahatça bulunabilen, tüketildiğinde ya da itlaf edildiğinde emsaliyle tazmin edilen mallara denilir. Hububat, un, şeker, tuz, kumaş, kağıt ve yumurta gibi mallar mislî mal kategorisindedir. Bu tür mallar genellikle tüketilerek kullanılır. Dolayısıyla bu tür mallar tüketim ödüncüne (karz) konu olur.
Muâmelat, Transactions, المعامالت) el-Muâmelât)
İslâm hukukunun ibadetler dışında kalan, insanların ve şirketlerin birbirleriyle ilişkilerini, ticari akitlerini ve anlaşmazlıklarını inceleyen, bu konularda İslâm hukukunun kaynaklarından istifadeyle hükümler koyan bölümünü ifade eder.
Mudârebe, Mudarabah, المضاربة) el-Mudârebe), القراض) el-Kırâz)
Emek Sermaye Ortaklığı
Mudârip, Jobber, Operator, المضارب) el-Mudârib)
İşletmeci Ortak
Mufâvada Şirketi, Mufawada Partnership, المفاوضة شركة) Şirketü’l-Mufâvada)
Ortaklardan her birinin, ortaklığın kuruluşundan sona ermesine kadar sermayede, tasarrufta ve borçlanma konusunda eşit oldukları ortaklıktır.
Muğârese, المغارسة) el-Muğârese)
Ağaç Ortaklığı
Muhabir Banka, Correspondent Bank, المراسل البنك) el-Benkü’l-Mürâsil)
Amir bankanın, lehdarı bilgilendirme mükellefiyeti verdiği bankadır. Bankaların yurt dışı para transferi yapabilmesi için aracı olan bankayı da ifade eder.
Muhatap Banka, Drawee Bank, المقابل البنك)el-Benkü’l-Mügâbil)
Çek tutarını ödeyecek olan banka / banka şubesidir.
Muhayyerlik, Option, الخيار) el-Hiyâr)
Alım satım akdinde çeşitli sebeplere dayalı olarak akdin taraflarından birinin ya da ikisinin akdi tek taraflı olarak feshetme hakkı bulundurmasına denilir. Bu durumda muhayyerliği olan taraf için
akit bağlayıcı olmamaktadır. Çünkü akit her iki tarafı da bağlayıcı olsaydı akdin
tek taraflı olarak feshi mümkün olmazdı. Tarafların akit esnasında belli bir süre
içinde tek taraflı olarak akdi feshetme hakkını şart koşmasına “şart
muhayyerliği”, bedelli bir akitte tarafların belirledikleri bir süre zarfında bedelin
ödenmemesi halinde kullanılabilecek akdi tek taraflı feshetme hakkına “nakit
muhayyerliği”, bedelli akitlerde bedellerden birinde fark edilen aşırı kusur
sebebiyle taraflardan birinin akdi feshetme hakkı olmasına “ayıp muhayyerliği”,
bir malı görmeden satın alan ya da kiralayan kişinin gördüğünde akdi tek taraflı
feshetme hakkı olmasına “görme muhayyerliği” ve akit meclisi bozulmadan evvel
taraflardan birinin tek taraflı cayma hakkı olmasına “meclis muhayyerliği” ismi
verilir.
Mukayyed, Conditional, المقيد) el-Mukayyed)
Kayıtlı
Murâbaha, بالشراء لآلمر المرابحة) el-Murâbaha li’l-Âmiri bi’ş-Şirâ)
Finansal Alım Satım
Mutlak, Absolute, Unconditional, المطلق) el-Mutlak)
Kayıtsız
Mükellef, Amenable, المكلف) el-Mükellef)
Yükümlü, sorumluluk sahibi demektir. Vergi açısından, vergi verme sorumluluğu olan demektir. Fıkıh
literatüründe ise müslüman, akıllı ve ergenlik çağına ulaşmış, ehliyet sahibi olan
kişinin, dînî kurallara ve emirlere karşı sorumlu olmasını ifade eder.
Mülk Ortaklığı, Partnership of Ownership, الملك شركة) Şirketü’l-Mülk)
Akde dayanmaksızın iki ya da daha fazla kişinin bir varlık üzerinde ortak olmalarıdır.
Bu ortaklık taraflar arasında gerçekleştirilen bir sözleşmeyle değil miras, vakıf,
bağış ve vasiyet gibi yollarla gerçekleşir.
Müsâkat, المساقات) el-Müsâkât)
Bahçe Ortaklığı
Müsâveme, المساومة) el-Müsâveme)
Pazarlıklı Satış
Müşâreke, المشاركة) el-Müşâreke)
Sermaye Ortaklığı
Mütekavvim Mal, المتقوم المال) el-Mâlü’l-Mütekavvim)
Fiilen elde edilmiş olan ve İslâm’ın yararlanmayı mubah kıldığı her şey mütekavvim maldır. Örneğin gayrimenkuller, yiyecekler ve giyecekler bu hükümdedir. Gayri mütekavvim mal ise fiilen elde edilmemiş olan veya İslâm’a göre, zaruret hali dışında
yararlanılması mubah olmayan şeylerdir. Örneğin sudaki balık, havadaki kuş,
toprak altındaki madenler ve ormandaki av hayvanları gibi henüz elde edilmemiş
şeyler örfen gayri mütekavvim mal hükmündedir.
Müzâraa, المزارعة) el-Müzâraa)
Ziraat Ortaklığı
Müzâyede, Auction, المزايدة بيع) Bey’u’l-Müzâyede)
Açık Artırma
Neceş, النجش) en-Neceş)
Hileli Artırım
Nisab, Quorum, النصاب) en-Nisâb)
Zekât mükellefi sayılmak için aranan zenginlik seviyesine denilir.
Opsiyonlar, Options, المالية االختيار عقود) Ukûdü’l-İhtiyâr el-Mâliyye)
Taraflardan birine belirli bir prim karşılığı işlem yapıp yapmama hakkı vermek
suretiyle iki tarafın, belirli vadede, nitelikte, miktarda ve fiyatta herhangi iki
ürünün değişimi üzerine mutabakata varmasıdır. Örneğin iki tarafın üç ay sonra
100.000 TL verip 30.000 USD almak üzere sözleşme yapması ancak taraflardan
birinin diğer tarafa 1000 USD prim ödeyip vadede işlem yapıp yapmama hakkı
almasına opsiyon denilir.
Ortaklık, Şirket, Partnership, الشركة) eş-Şirke)
İnsanların, şirketlerin ve devletlerin bazen doğal sebeplerle bazen karşılıklı akitlerle bazı varlıklara ortak
sahip olmaları, ortak sorumluluk almaları, ortak kazanç sağlamaları ve zararı
paylaşmalarıdır. İslâm hukukçuları ortaklıkları şöyle kategorize etmişlerdir
İbâha ortaklığı deniz, göl, nehirler ve yer altı suları gibi kimsenin mülkü olmayan
varlıklarda herkesin ortak olmasını ifade eder. Bunlar kamu malıdır ve herkese
aittir. İdaresi devlet tarafından icrâ edilir. Mülk ortaklığı sözleşmeye dayanmayan
miras, vasiyet ve hibe gibi tasarruflarla gerçekleşen ortaklıktır. Akit ortaklığı ise
sözleşmeye dayanan ortaklıktır. Taraflar sermayelerini koyarak (emvâl),
mesleklerini koyarak (iş) ve borçlanarak (itibar) şirketi kurabilirler. Mudârabe
bir tarafın emeğini diğer tarafın sermayesini koyarak kurduğu ortaklıktır.
Müzâraa bir tarafın araziyi diğer tarafın emeğini koyarak zirâî faaliyette ortak
olmalarını ve müsâkat ise bir tarafın meyve ağaçlarını diğer tarafın emeğini
koyarak ortaklık yapmalarını ifade eder.
Ödül Vaadi, Jua’lah, الجعالة) el-Cuâle)
Belirli bir işi yapma ya da bir işten sonuç elde etmeye karşılık ödül vaad etmeyi ifade eder.
Ön Ödemeli Alım, Selem, Selef, السلم) es-Selem)
Paranın peşin mislî malın veresiye olduğu satım demektir. Piyasada emsali bulunabilen bir malın
borçlanılıp mal bedelinin peşin alındığı sözleşme türüdür. Teslimi sözleşmede
belirlenen vadede gerçekleşecek malın cinsi, niteliği ve miktarı hiçbir muğlaklık
olmaksızın tam ve net olarak sözleşmede belirtilmelidir. Sözleşmenin yapısı
itibariyle ürünün alıcısı, fiyat artışına karşı kendisini korumuş olur. Ayrıca bk.
Paralel Ön Ödemeli Satım.
Önalım Hakkı, Şüf’a, Preemption, الشفعة) eş-Şüf’a)
Satılan bir malı, malın diğer kısmına ortak olan tarafın veya komşunun almada öncelik hakkına sahip
olmasına denir.
Örf, العرف) el-Urf)
İnsanların yaygın olarak kabul ettikleri, toplum içinde süreklilik ve yaygınlık arz edecek şekilde uygulanan davranışlara denir. İslâm’ın temel kaynak ve ilkeleriyle çelişmeyen örfler, İslâm hukukunda hüküm verilirken belirleyici olabilmiştir. Örfen bilinen şeyler akitlere yazılmasa bile sözleşmede
şart kılınmış gibi sayılmıştır.
Öşür, Islamic Tithe, العشر) el-Uşr)
Onda bir demektir. Tarım arazilerinden çıkan mahsulün zekâtını ifade eder. Emek ve para harcanarak sulanan mahsulden yirmide bir, yağmur suyuyla elde edilen mahsulden onda bir zekât alınır.
Özel Câri Hesap, Special Current Accounts, الجاري الحساب)el-Hisâbu’l-Cârî)
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na göre Katılım Bankalarında açılabilen ve
istenildiğinde kısmen veya tamamen her an geri çekilebilme özelliği taşıyan ve
karşılığında hesap sahibine herhangi bir getiri ödenmeyen fonların oluşturduğu
hesaplara denir.
Para Vakfı, Monetary Foundation
Osmanlı Devleti’nde banka görevi gören kuruluşlardır. Faizsiz finansman ilkelerine bağlı olarak faizsiz şekilde finansman sağlama görevini sürdürmüşlerdir.
Para, Money, العملة) el-Umle), النقد) en-Nakd)
İnsanların mal ve hizmet alımlarını kolayca gerçekleştirmelerini sağlayan, mal ve hizmetlerin değer
tespitini kolaylaştıran, herkesçe kabul edilen ve bu sebeple borçlanmalarda ve
borç ödemelerinde yaygın olarak kullanılan mübadele aracıdır. İnsanlık tarihi
boyunca para; altın, gümüş, buğday, kahve, tuz gibi mallarla birlikte günümüz
şartlarında kağıt ve kaydi para gibi süreçlerden geçmiştir.
Paralel Eser Sözleşmesi, Parallel Istısna’, الموازي اإلستصناع) el-İstisna elMuvâzî)
Bir tarafın ilk istisna sözleşmesiyle satın almış olduğu eseri, yüklenici
sıfatıyla sattığı sözleşmeye, paralel eser sözleşmesi denilir. Örneğin 100.000 TL
vererek 10 adet masa yapım siparişi veren bir işletme peşin ya da vadeli 110.000
TL karşılığında aynı niteliklerde 10 adet masayı satabilir. Bu ikinci akde paralel
eser sözleşmesi denilir. Ayrıca bk. Eser Sözleşmesi, İstisna.
Paralel Ön Ödemeli Alım, Parallel Salam, الموازي السلم) es-Selemü’l-Müvâzî)
Ön ödemeli alım işleminde (selem) satıcının, selem sözleşmesi yaptıktan sonra,
ilk sözleşmede sattığı malla aynı özelliklere sahip bir malı, satın almak üzere
yaptığı sözleşmeye denilir. Örneğin 100.000 TL ödeyerek 2 ay sonra teslim almak
üzere 10 ton bakır satın alan bir işletme, 105.000 TL alarak 2 ay sonra teslim
etmek üzere 10 ton bakır satışı yapabilir. Bu ikinci işleme paralel ön ödemeli alım
(paralel selem/ alt selem) denilir. Ayrıca bk. Ön Ödemeli Alım, Selem.
Pazarlıklı Satış, المساومة) el-Müsâveme)
Satıcının malın maliyetini müşteriye açıklamadığı satışa denilir. Başka bir deyişle müşterinin yapılan alışverişten satıcının ne kadar kâr ya da zarar ettiğini bilmediği satıştır.
POS, Point of Sale, بيع نقطة) Noktatü Bey’)
Finansman kart ya da bankamatik kartıyla alım satım yapılırken faydalanılan ve ilgili kuruluşlar arasında iletişimi sağlayan elektronik cihazdır.
Reasürans, Reinsurance, التأمين إعادة) İâdetü’t-Te’mîn)
Retekâfül
Rehin, الرهن) er-Rehn)
Borca karşılık talep edilen teminattır. Borçlu borcunu ödemediğinde söz konusu malın bedeliyle borcun kapatılması amaçlanmaktadır. Geri Alım Vaadi ile Satım Piyasa fiyatı üzerinden belli bir süre sonra geri satın almak üzere sukuk ve benzeri faizsiz değerli kâğıtları satmaya denir. Bu şartlarla
kağıtları satın almaya ise ters repo denir.
Retekâfül, Retakaful, التكافل إعادة) İâdetü’t-Tekâfül)
Katılım sigortacılığı yapan sigorta şirketinin kendisine emânet edilen sigorta fonunu, bir üst tekâfül
şirketine katılım sigortası yaptırmasına ve böylece fon üzerindeki riski
azaltmasına denilir. Ticâri sigortada bu işlem bir üst ticâri sigorta akdiyle yapılır
ve reasürans ismini alır. Ayrıca bk. Katılım Sigortacılığı
Resmi Kuruluşlara Ait Katılım Fonu, Official Institutions’ Participation
Fund,…… Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine, özel bütçeli idarelere,
düzenleyici ve denetleyici kurumlara, sosyal güvenlik kurumlarına, yerel
yönetimlere, mahkemelere, savcılıklara, icra ve iflas dairelerine ve tereke
hakimliklerine ait hesaplar “Resmi Kuruluşlar” başlığı altında sınıflandırılır.
(Mevduat Ve Katılım Fonlarının Vadeleri Ve Türleri Hakkında Tebliğ)
Riba, Interest, الربا) er-Ribâ)
Faiz
Ribevî, الربوي) er-Ribevî)
Faizli işleme konu olmaya uygun varlık demektir. Örneğin altın, gümüş ve hububat gibi piyasada emsali bulunabilir varlıklar üzerinden faizli borç işlemleri yapılabileceği için bu mallar ribevî mal kabul edilir.
Bununla birlikte arsa, konut ve el dokuması halı gibi varlıklar üzerinden faizli
borç işlemi yapılamayacağı için bu mallar ribevî sayılmazlar. Hangi malların
ribevî sayılacağı konusunda İslâm hukukçuları arasında görüş farklılığı vardır.
Riziko, Risk, الخطر) el-Hatar)
Sigorta ettirilme ihtiyacı duyulan, meydana gelmesi muhtemel tehlikedir.
Sadaka, Benevolence, الصدقة) es-Sadaka)
Karşılıksız olarak yapılan, ihtiyaç sahiplerine yönelik ve Allah rızası gözetilerek gerçekleştirilen infaktır. Sadaka, zekât manasına gelmemekte olup ancak aynı zamanda zekâtı da kapsayan bir
ameldir.
Sahih Akit, الصحيح العقد) el-Akdü’s-Sahîh
Bir akdin hem aslının hem vasfının yani hem akdin temel unsurlarının hem de şartlarının eksiksiz olması durumuna akdin sıhhati denir. Böylesi akitler de sahih akit olarak adlandırılır.
Sarf, Currency Trade, الصرف) es-Sarf)
Döviz Ticareti
Sarraf, Moneychanger, الصراف) es-Sarrâf)
Kağıt yahut madeni paraların mübâdelesi ve alışverişini meslek olarak gerçekleştiren kimseye verilen isimdir. Geçmiş dönemlerde daha çok kuyumcu anlamında kullanılmıştır.
Sat-Geri Al, Îne Satışı, Sale and Buyback, العينة بيع) Bey’u’l-Îne)
Bir malı vadeli bedelle satıp, peşin bedel karşılığında geri almak yahut peşin bedelle satılan bir
malı, vadeli bedelle geri satın almak şeklinde uygulanan bir finansman
yöntemidir. Örneğin 48 ay vadeyle 120.000 TL’ye satın alınan bir malın, 100.000
TL’ye peşin geriye satılması yahut 100.000 TL’ye peşin bedelle satılan bir malı,
48 ay vadeyle 120.000 TL bedelle geri almak îne satışı adını alır.
Sat-Kirala-Geri Al, İstiğlâl Satışı, Renting, اإلستغالل بيع) Bey’u’l-İstiğlâl)
Kiralanabilir bir varlığı satmak, ileri vadede geri almayı vaat etmek ve o vadeye
kadar kiralamaktır. Örneğin peşin 150.000 TL’ye bir evi satıp, söz konusu evi 3
yıl sonra geri 150.000 TL’ye almayı vaat etmek ve bu 3 yıl için evi yeni sahibinden
belli bir bedelle kiralamaktır.
Satıcı, Seller, البائع) el-Bâi’)
Bir malı başkasına satandır.
Satış, Sell, Sale, البيع) el-Bey’)
Ticaret, alışveriş, satım akdi demektir. İnsanoğlunun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ve ticâri gayelerle yaptığı en yaygın akitlerdendir. Satış, malın mülkiyetini devretmek (temlik) kastıyla başka
malla değişimidir. Yani malın sahipliğinin bir bedel karşılığında, bir başkasına
devredilmesidir. Örneğin Katılım Bankalarının araç, konut vb. finansman sağlama
yöntemleri genellikle bu akde dayanır.
Selem, Selef, Forward Buying, السلم) es-Selem)
Ön Ödemeli Alım
Semen, Cost, Price, الثمن) es-Semen)
Fiyat
Sendikasyon Kredisi, Syndicated Financing, الجماعي التمويل) et-Temvîl elCimâî)
Birden fazla bankanın finansman isteğinde bulunan kuruluşun talebini gerçekleştirmek için birleştiği finansman işlemine sendikasyon kredisi denilir. Sendikasyon işlemi faizsiz finans alanında murâbaha ve vekâlet Sendikasyonu şeklinde gerçekleştirilir. Örnek olarak murabaha sendikasyonlarında, talep
edilen finansman kadar emtia, finansman talebinde bulunan bankaya vadeli
bedelle satılır. Emtiayı alan banka emtiayı tamamen ya da parça parça satarak
istediği miktarda fon sağlamış olur.
Sermaye, Capital
Bir ticari girişimin gerçekleşmesi için gerekli olan anapara ve malların tümüdür.
Sermaye Ortaklığı, Müşâreke, المشاركة) el-Müşâreke)
Tarafların ortaklaşa sermaye koymasını, birlikte iş yapmasını ve meydana gelecek kâr veya zararı
paylaşmasını esas alan ortaklıktır.
Sermaye Piyasaları, Capital Markets, المالية األسواق) el-Esvâku’l-Mâliyye)
Sermayenin yani belirli bir vade imkanıyla arzedilen fonların, bu fonlara yönelik
taleple karşılaştığı piyasadır. Sermaye arzı ile sermaye talebinin karşılaşmasını
temin eden araçlara sermaye piyasası araçları denilir.
Servet, Wealth, الثروة) es-Serve)
Mal, mülk ve zenginlik demektir. İktisadi olarak nominal değer ifade eden kıymet demektir.
Sınıf Birliği, الصنف اتحاد) İttihâdü’s-Sınf)
İslâm hukukçuları altı mal hadisinde zikredilen altın, gümüş, buğday, arpa, hurma ve tuzdan ilk ikisini (altın ve gümüş) bir sınıf, sonraki dördü (buğday, arpa, hurma, tuz) bir sınıf olarak ayırmışlardır.
Sınıfların ana niteliği olarak ise gerçek para olma, ölçüyle satılma, tartıyla satılma,
yiyecek olma ve biriktirilebilir yiyecek olma şeklinde tespitler yapmışlardır.
İslâm hukukçuları aynı sınıftan malların karşılıklı veresiye satımını faizli işlem
kabul etmişlerdir. Ayrıca bk. Cins birliği
Sigorta Bedeli, Insurance Amount, التأمين مبلغ) Meblağu’t-Te’mîn)
Riziko gerçekleştiğinde katılım sigorta şirketinin sigortalılara ödediği tazminattır.
Ayrıca bk. Katılım Sigortacılığı
Sigorta Primi, Premium, القسط) el-Kıst)
Katılım sigortacılığında sigortalıların katılım sigorta şirketinin yönetimine bıraktıkları fonu oluşturan katkı paylarıdır. Ayrıca bk. Katılım Sigortacılığı
Sigorta, Insurance, التأمين) et-Te’mîn)
Katılım Sigortacılığı
Sikke, Bozuk Para, Coin, السكة) es-Sikke)
Genel olarak altın, gümüş, bakır vb. madenlerden imal edilmiş ve ihraç eden resmi kurum veya devletin damgası ile piyasaya sürülen madeni ödeme vasıtasıdır. Sözleşme, Kontrat, Mukavele, Contract bk. Akit
Sukuk, Sharia Compliant Bonds, الصكوك) es-Sukuk)
Yatırım Sertifikası
Sulh, Reconciliation, الصلح) es-Sulh)
Tarafların rızasıyla karşılıklı haklardan vazgeçme için kurulan akit çeşididir. Diğer akit çeşitleri gibi icap ve kabul şartı gerekmektedir.
Süftece, Suftajah, السفتجة) es-Süftece)
Bir tür kambiyo senedi ve poliçe demektir. Borçlunun genellikle bir başka şehirde bulunan muhatabına hitaben bir evrak düzenleyerek, evrakı elinde tutan alacaklısına, evrakta yazan bedel
kadar ödemede bulunmasını istemesidir. Bu talebin yer aldığı evrak da süftece
diye isimlendirilir.
Sünnet, Sunna, السنة) es-Sünne)
Kur’ân-ı Kerîm başta olmak üzere özelde Hz. Peygamber’e (aleyhisselâm) genelde ise onunla birlikte ilk İslam nesillerinden âlimlere dayanan haberlerden ve bilgilerden hareketle tespit edilen Hz.
Peygamber’in (aleyhisselâm) din ve dünyaya ait düşünceleri ve uygulamalarıdır.
Swap, Swap, السواب) es-Sivâb), المبادلة) el-Mübâdele)
Swap, takaslaşmak ve değiştirmek demektir. İki farklı para biriminin iki tarafça önce peşin işlemle
alınıp satılması ve sonrasında aynı para birimlerinin ileri vadede yeniden değiş
tokuş edilmesi üzerine vaadde bulunulmasıdır. Örneğin tarafların önce 100.000
TL ile 30.000 USD’yi peşin alıp satmasını takiben bir ay sonra 99.000 TL karşılığı
30.000 USD almak üzere vaadleşmesi ya da sözleşmesi swap işlemidir.
Şirket, Company, الشركة) eş-Şirke)
Ortaklık
Tahliye, التخلية) et-Tahliye)
Akit konusu varlığa ulaşmayı engelleyecek her şeyi kaldırıp onun üzerinde rahatlıkla tasarrufta bulunulabilmesini sağlamaktır. Örneğin satılan evi boşaltmak ve anahtarını alıcıya teslim etmek tahliye işlemidir.
Tahsil Masrafları, Expense of Collection, المصروفات) el-Masrûfât), التكالف) etTekâlif)
Özellikle borcunu vadesinde ödemeyerek temerrüde düşmüş borçlulardan alacağı tahsil edebilmek için katlanılan mahkeme, noter, ulaşım, iletişim ve avukatlık gibi masraflara denilir.
Tahvil, Bonds, السند) es-Sened)
Devlet hazinelerinin ve şirketlerin faiz karşılığı borçlanmak amacıyla ihraç ettikleri senetlerdir. Uzun vadeli senetler tahvil, kısa vadeli senetler bono adını alır.
Takas İşlemi, Clearing, المقاصة) el-Mikâssa)
Borçların karşılıklı olarak mahsuplaşılarak düşürülmesidir.
Taksitle Satış, Deferred Payment Sale, التقسيط بيع) Bey’u’t-Taksît)
Vadeli satım veya veresiye satım ismi de verilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda şu
şekilde tanımlanmıştır “Taksitle satış, satıcının, satılan taşınırı alıcıya satış
bedelinin ödenmesinden önce teslim etmeyi, alıcının da satış bedelini kısım kısım
ödemeyi üstlendikleri satıştır”. Yani mal bedelinin taksitlere bölündüğü alım
satım akitleri taksitle satım adını alır.
Tasadduk, Giving Alms, التصدق) et-Tasadduk)
Sadaka vermek anlamına gelir. Allah rızasını kazanmak amacı ile maddî ve mânevî olarak yapılan işlerin
bütünüdür.
Tasarruf Ehliyeti, Legal Capacity to Undertake Transactions, التصرف أهلية
(Ehliyyetü’t-Tasarruf)
İşlem yapmaya elverişli olma halidir. Kişinin temyiz gücüne sahip olması, akıl sahibi olması ve ergenlik çağına girmiş olması kastedilir.
Taşınır (Menkûl) Mal, Moveable Property, المنقول) el-Menkûl)
Para, hayvan, araba, ölçekle alınıp satılan mallar (mekîlât), tartıyla alınıp satılan mallar
(mevzûnât) gibi taşınması ve nakledilip gönderilmesi mümkün olan mallardır.
Tavan Fiyat, النرح) en-Narh), التسعير) et-Tes’îr)
Piyasada bazı malların fiyatının otorite tarafından sınırlandırılmasıdır. İslâm hukukunda fiyatlara devlet
müdahelesi ârızîdir. Aslolan fiyatların piyasada belirlenmesidir.
Tazmin Sorumluluğu, Damân, Taking Responsibility, الضمان) ed-Damân)
Tazmin ve ödeme mükellefiyetini üstlenmek demektir. Bir kişiye kefil olmak, bir
borcu üstlenmek, bir mala sahip olmaktan ya da yapılan bir akitten kaynaklanan
mali sorumluluk ve bir varlığa zarar vermekten doğan zararın karşılanması,
tazmin sorumluluğuyla alakalıdır. İslâm hukukunda herhangi bir varlıktan
menfaat sağlama hakkı o varlıkla ilgili tazmin mükellefiyetini üstlenene aittir. ElHarâcu bi’d-damân (menfaat tazmin karşılığıdır) ve el-ğunmu bi’l-ğurm (istifade
sorumluluk karşılığıdır) ilkeleri bununla ilgilidir.
Teâti Satışı, التعاطي بيع) Bey’u’t-Teâti)
Fiyatı taraflarca zaten bilinen bir malı akitte aranan icap ve kabul gibi işlemlere hiç girmeden parayı verip malı almaya denilir. Örneğin gazeteyi raftan alıp fiyatını satıcının önüne koymak ve hiç
konuşmadan çıkmak böyledir.
Teberru Ehliyeti, Legal Capacity for Donation, التبرع أهلية) Ehliyyetü’tTeberru)
Teberru (bağış, yardım, iyilik) niteliği taşıyan işlemleri yapabilmek için aranan hukuki yeterlilik halidir.
Teberru, Bağış, Donation, التبرع) et-Teberru’)
İyilik ve ihsanda bulunmak demektir. Bir varlığı bir başkasına karşılıksız vermek ya da kullandırmak teberru sayılır. Bir varlığı başkasına hibe etmek, mal bağışını içeren bir vasiyette
bulunmak, bir varlığı vakfetmek, sadaka vermek, kefil olmak ve borç (karz)
vermek teberru nitelikli işlemlerdir.
Tedavülden Kalkma, İnkıta, Discontinuation, اإلنقطاع) el-İnkıta)
Bir ödeme aracı olan para veya menkul kıymetin, tedavülde ve piyasada bulunmaması ile
beraber sarraf ve koleksiyoncu gibi kişilerde bulunması durumudur.
Teklif, Offer, اإليجاب) el-Îcâb) Akit yapmak için tarafların bu husustaki irade
beyanlarına ihtiyaç duyulur. Tarafların irade beyanları akdin temel
unsurlarındandır. Bu irade beyanlarından akit yapmak üzere ortaya konan ilkine
teklif ya da icap denilir. Ayrıca bk. Akdin Unsurları
Temerrüt, Delinquency, Default in Payment, المطل) el-Matl)
Borcu Geciktirmek
Teminat Mektubu, Letter of Guarantee, ضمان خطاب) Hitâbu Damân)
Bir işin yapılacağını, bir malın teslim edileceğini veya bir borcun ödeneceğini bankanın
garanti ettiğini ifade eden ve bunlar yapılmazsa mektupta yazan meblağ kadar
ödemenin alacaklı tarafa yapılacağını bildiren belgedir. Ayrıca bk. Kefâlet
Temlik, Disposition, التمليك) et-Temlik)
Mülkiyeti devretmek demektir. Bir varlık üzerindeki mülkiyeti bir başkasına devretmeye temlik denilir. Bu işlem bir bedel karşılığı yapılırsa temlik, ivaz karşılığı devredildiği için muâvaza (bedelli
akit), bedelsiz temlik söz konusu olursa teberru (iyilik) ismi verilir. Örneğin
Katılım Bankalarının sukuk ihraçlarında gayrimenkullerin mülkiyetini Varlık
Kiralama Şirketine devretmelerine temlik denilir.
Teslim, Kabz, القبض) el-Kabz)
Bir akitte bedellerin akdin taraflarınca teslim alınması demektir. Teslim, hakiki olabileceği gibi hükmî de olabilir. Yani teslim, hak sahibine varlığın bizzat verilmesi, hak sahibinin vekiline verilmesi, hak
sahibinin banka hesabına yatırılması, hak sahibinin varlığa ulaşması önündeki
engellerin kaldırılması ve hak sahibine varlıkta tasarruf imkanı verilmesi gibi
usullerle yapılabilir.
Teşvik Kredisi, Support Loan, التشجيعي القرض) el-Kardü’t-Teşcî’î)
Devlet tarafından belli bir sektörün gelişmesi ve ilerlemesi için sağladığı kredilerdir. Bu krediler esas itibariyle kâr sağlamak ya da faiz geliri elde etmek için verilmez.
Amaç toplumsal kalkınma, istihdam ve ekonomik politikaları desteklemektir.
Tarım, inşaat, sanayi gibi değişik alanlara yönelik teşvik kredileri devlet
tarafından farklı dönemlerde uygulanabilmektedir.
Tevliye Satışı, At-Cost Sale, التولية بيع) Bey’u’t-Tevliye)
Maliyetine Satış
Ticaret Borsası, Commercial Exchange, التجارية البورصة) el-Bûrsa etTicâriyye)
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nda yazılı esaslar çerçevesinde borsaya dahil maddelerin alım satımı ve borsada oluşan fiyatlarının tespit, tescil ve ilânı işleriyle meşgul olmak üzere kurulan kamu tüzel kişiliğine sahip kurumlardır.
Ticari Kuruluşlara Ait Katılım Fonu, Commercial Instutions’ Participation
Fund
Gerçek kişilerin ticari işletmelerine, her çeşit ortaklıklara, kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunlara ait müesseselere, bağlı ortaklıklara, iştiraklere ve müesseselerin ve bağlı ortaklıkların işletmelerine, yerel yönetimlerin ticari işletmelerine, döner sermayeli kuruluşlara, vakıfların, derneklerin, sendikaların,
birliklerin ve mesleki kuruluşların kurdukları veya katıldıkları ticari işletmelere,
kooperatiflere, sigorta şirketlerine, emeklilik şirketlerine ve banka dışı diğer
mali kesime ait hesaplar “Ticari Kuruluşlar” başlığı altında sınıflandırılır.
(Mevduat Ve Katılım Fonlarının Vadeleri Ve Türleri Hakkında Tebliğ)
TMSF Güvencesi, TMSF Guarantee
Tasarruf mevduatı ve katılım fonu sigortası, mevduat ve katılım fonu toplamaya yetkili mevduat ve Katılım Bankalarının (kredi kuruluşlarının) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
tarafından faaliyet izinlerinin kaldırılması durumunda, mevduat ve katılım fonu
hak sahiplerinin maruz kalacağı kayıpların devlet tarafında veya bu amaçla
kurulmuş bir kurum tarafından kısmen ya da tamamen ödenmesinin garanti
edilmesidir.
Trampa, Mukâyaza, Barter, المقايضة) el-Mukâyaza)
Mal takası, malları karşılıklı değiştirmek ve barter demektir. Borçlar Kanunu’nda şöyle tanımlanır
“Mal değişim sözleşmesi taraflardan birinin diğer tarafa bir veya birden çok şeyin
zilyetlik ve mülkiyetini, diğer tarafın da karşı edim olarak başka bir veya birden
çok şeyin zilyetlik ve mülkiyetini devretmeyi üstlendiği sözleşme türüdür.”
Trampada malın karşılığı para değil başka bir maldır. Ticaretin en eski
şekillerinden biri olan trampa üzerine bugün işleyen barter sistemi kurulmuştur.
Bu sisteme dahil bir şirket, barter pazarından aldığı ürünlerin bedelini ürettiği
malları barter sistemine sunarak öder.
Tüketim Ödüncü, Karz, Loan, القرض) el-Karz)
İnsanların ve şirketlerin birbirlerine verdikleri para borçları karz olarak değerlendirilir. Karz verilen
varlığın para ya da piyasada emsali bulunabilen bir varlık olması ve karz alan kişi
tarafından tüketilme amacıyla alınması önemlidir. Ayrıca bk. Kullanım Ödüncü
Ücret, Wage, Commission, Fee, األجر) el-Ecr)
Bk. Komisyon
Vaad, Promise, الوعد) el-Va’d)
Tek taraflı olarak herhangi bir işlem hakkında karşı tarafa söz vermektir. Vaad, söz vereni bağlayıcıdır.
Vâdeli Akreditif, Deferred Payment Credit, آجل دفع اعتماد) İ’timâdü Def’ Âcil)
Akreditif evrakının uygunluğu şartına bağlı olarak, akreditifte tayin edilen vadede ödemenin taahhüt edildiği akreditiftir.
Vadeli Al-Peşin Sat, Commodity Murâbaha, التورق) et-Teverruk)
Bir malın vadeli bedelle alındıktan sonra ilk satıcısı dışında bir tarafa peşin bedelle
satılmasıdır. Bu işlemde para karşılığı alınıp satılan malın para ya da para kabul
edilen bir başka varlık olmaması ve her iki akdin de İslâm hukukunda akitlerde
aranan temel şartları haiz olması gerekir. Örneğin 25.000 TL’ye 12 ay vadeyle
satın alınan bir arabanın piyasada peşin 23.000 TL’ye satılması vadeli al-peşin sat
(teverruk) işlemidir.
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, Futures and Options Exchange, العقود بورصة
اآلجلة) Bûrsatü’l-Ukûdi’l-Âcile)
Belirli miktardaki malın veya iktisadi bir değerin, gelecekte belirli bir tarihte, belli bir fiyattan alım satımını içeren kontratlara vadeli işlem sözleşmesi, bu tür sözleşmelerin yapıldığı organize
piyasalara vadeli işlem borsası denir.
Vadeli Satış, آجل بثمن البيع) el-Bey’u bi Semenin Âcil)
Taksitle Satış
Vadîa, Sale at a Loss, الوضيعة بيع) Bey’u’l-Vadîa)
Zararına Satış
Vakıf, Foundation, الوقف) el-Vakf)
Türk Medeni Kanunu’na göre vakıf, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca tahsis etmeleri ile oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. Yani vakıf, insanların
sahip oldukları bir takım mal ve hakları, başkalarının menfaatine has
kılmalarıdır. Varlık Kiralama Şirketi, VKŞ, SPK Kira Sertifikası ve VKŞ tebliğine göre, aracı
kurumlar, bankalar ve kaynak kuruluşlar tarafından münhasıran
kira sertifikası ihraç etmek üzere kurulmuş olan anonim şirketi ifade eder.
Vefa Satışı, Redemption Sale, الوفاء بيع) Bey’u’l-Vefâ)
Satıcının mal bedelini alıcıya iade ettiği anda satılan malın geri verilmesinin taahhüt edildiği satıştır.
Mülkiyet devrinin zamanla sınırlandırıldığı bir satış olarak değerlendirilmesi de
mümkündür. Örneğin 10.000 TL karşılığı alınan bir bilgisayar hakkında satıcı 10.000 TL’yi geri verdiği zaman geri satım yapmak üzere anlaşılması vefa satışı adını alır.
Vekâlet, Agency, الوكالة) el-Vekâle)
Bir kimseyi hukûki işlem için kendi yerine koymak, bunun için yetkilendirmektir. Örneğin Katılım Bankalarının alacak tahsilatı hizmeti ya da fatura ödemesi için müşterilerince yetkilendirilmesi
vekâlet akdiyle olur.
Veznî Mal, Mevzûnât, Weight Measurement, الموزونات) el-Mevzûnât)
Ağırlık ölçüsü ile alım satımı gerçekleştirilen şeylerdir. Örneğin kilo ile satılan ürünler
veznî mal hükmündedir.
Yabancı Para, Foreign Currency, األجنبية العملة) el-Umletü’l-Ecnebiyye)
Bk. Döviz
Yatırım Fonu, Investment Fund, األستثمار صندوق) Sundûku’l-İstismâr)
Yatırım araçlarından oluşan ve profesyonellerce yönetilen portföylere yatırım fonu ismi
verilir. İçeriğinde sukuk, altın, katılım endeksine uygun hisse senetleri, katılma
hesabı gibi faizsiz yatırım araçları bulunur.
Yatırım Sertifikası, Kira Sertifikası, Sukuk, Sharia Compliant Bonds, الصكوك
(es-Sukuk)
İslâm hukukuna uygun bir ticâri işleme katılma imkanı sunan ve bu ticâri işlemden kaynaklanan gelirde pay sahibi olmayı sağlayan sertifikalardır. Örneğin Katılım Bankacılığında kiraya verilmek üzere satın alınacak bir binanın
hisseleştirilerek sertifikalarla piyasada satılması durumunda, bu sertifikalardan
alanlar ellerindeki sertifikaların temsil ettiği oranda varlıkta hissedar olurlar.
Dolayısıyla payları oranında kira gelirinde de hak sahibidirler. Bu sertifikalar
temsil ettikleri varlığa bağlı olarak ikinci elde alınıp satılabilme imkanına da
sahiptirler.
Yatırım Vekâleti, Wakala, الوكالة) el-Vekâle bi’l-istismâr)
Bir kimseyi bir yatırım işlemi için yetkilendirmektir. Örneğin Katılım Bankaları yurtdışı sendikasyonlarında vekâletle fonları alıp faizsiz finans prensipleri doğrultusunda değerlendirirler. Ayrıca bk. Sendikasyon
Yetkisiz Temsil, Fuzûli Akdi, الفضولي عقد) Akdü’l-Fuzûlî)
Başkasının malı üzerinde tasarrufta bulunmaya hiçbir surette ehliyeti olmayan birisinin o malla
ilgili akit yapması ve tasarrufta bulunmasıdır. Örneğin A şahsına ait arabayı, A
şahsından vekâlet almaksızın B şahsının başkasına satması böyledir. Bu tür
işlemler mal sahibinin izni alınırsa geçerlilik kazanır.
Zamanaşımı, Limitations Period
Bankalar nezdlerindeki mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklardan hak sahibinin en son talebi, işlemi, herhangi bir yazılı talimatı tarihinden başlayarak on yıl içinde aranmayanlar
zamanaşımına tabidir. Zamanaşımına uğrayan her türlü mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklar
banka tarafından hak sahibine ulaşılamaması halinde, yapılacak ilanı müteakiben
Fona gelir kaydedilir. (Bankacılık Kanunu 62.madde)
Zararına Satış, Sale at a Loss, الوضيعة بيع) Bey’u’l-Vadîa)
Bir malın maliyetinin müşteriye bildirilmesini takiben maliyetin altında bir fiyata satılmasıdır. Örneğin
50.000 TL’ye satın alındığı müşteriye bildirilen bir arabanın 48.000 TL’ye
satılması zararına satış adını alır.
Zarûret, Necessity, Overriding Necessity, الضرورة) ed-Darûra)
Dinin yasaklarını ihlal edecek düzeydeki tehlike ve zarara zarûret denilir. İnsanların
can, mal, akıl, nesil ve din gibi temel varlıklarını ve değerlerini korumak için
mutlaka yapması gereken davranışlar zarûriyyât kapsamında değerlendirilir.
Ayrıca bk. Makâsıdüş’-Şerîa
Zekât, Zakat, الزكاة) ez-Zekât)
Belirli mallara (zirâî ürün, canlı hayvan, para, altın, gümüş, ticaret malı vs.), belirli miktarda (nisab) sahip olan Müslümanların belirli şartlar dahilinde her yıl ödemekle yükümlü oldukları vergiye denilir. Zekât
İslâm’ın beş temel şartından biridir. Ayrıca bk. Nisab
Zimmet, Liability, الذمة) ez-Zimme)
Sorumluluk, yükümlülük ve mükellefiyet demektir. İnsanın hak ve sorumluluklarının sabit olduğu yer, insanın kişiliği, insanın borçlarını yüklendiği ve haklarına da sahip olduğunu düşündüğü varlığı
anlamına gelir. Örneğin vadeli bedelle bir beyaz eşya alındığında söz konusu
beyaz eşya insanın zimmetine geçmiştir ve ondan yararlanma hakkı onundur.
Bununla birlikte o eşyanın vadede ödenecek bedeli de borç olarak yine o kişinin
zimmetindedir.
Ziraat Ortaklığı, Müzâraa, المزارعة) el-Müzâraa)
Taraflardan birinin arazisini diğerinin emeğini koyarak ortaklık sözleşmesi yapması ve zirâî faaliyetten ortaya çıkacak mahsulü başlangıçta yaptıkları sözleşmeye göre paylaşmalarıdır. Ayrıca
bk. Ortaklık
Birim Değer
BDDK’nın Katılım Fonları Yönetmeliğine göre, Katılım Bankasının
katılma hesaplarına fon kabul ettiği ilk gün için 100 olarak kabul edilen ancak kâr
veya zarar edildiğinde değisen, kâr veya zarar kayıtlarının yapıldığı günlerde,
vadelerine göre ayrılmıs her bir fonun toplam değerinin fonun bir önceki günkü
toplam hesap değerine bölünmesi suretiyle hesaplanan, kâr veya zarar kaydı
yapılmayan günlerde ise bir önceki günün birim değerine esit olan katsayıyı ifade eder.
Birim Hesap Değeri
BDDK’nın Katılım Fonları Yönetmeliğine göre, katılma hesabının cari değerini belirleyen ve birim değer ile hesap değerinin çarpılması suretiyle hesaplanan, katılma hesabı sahibinin üzerinde hak iddia edebileceği tutardır. Hesabın açıldığı gündeki birim hesap değeri, haliyle hesabın kendisine
esittir. Fonun isletilmesi sonucu kâr elde edildiğinde birim değer yükseldiğine
göre bu yeni birim değerin, hesap değeri ile çarpımı sonucu bulunan yeni birim
hesap değeri, fon sahibinin vade sonunda hak iddia edebileceği meblağı yani
yatırdığı para artı kârını gösterir. Örnek Bir müsteri kurum adına açtırdığı
katılma hesabına 1 milyon TL yatırmıstır. Paranın yatırıldığı gün geçerli olan
birim değeri 100 ise, Hesap değeri = 1.000.000 / 100 = 10.000 Birim hesap değeri
= 10.000 * 100 = 1.000.000 TL dir.
Hesap Değeri
BDDK’nın Katılım Fonları Yönetmeliğine göre, Katılım Bankasının
katılma hesaplarına fon kabul ettiği ilk gün, hesap sahibince yatırılan tutarın 100
olarak kabul edilen birim değere bölünmesi suretiyle, müteakip günlerde ise,
para yatıran veya çeken kisiye ait hesap değerine, hesap sahibince yatırılan veya
çekilen miktarın birim değere bölünmesi ile bulunacak tutarın, para yatırılmıssa
eklenmesi, para çekilmisse çıkarılması suretiyle hesaplanan ve katılma hesabı
sahiplerinin fon mevcuduna katılma oranını gösteren katsayıyı ifade eder.
İtfa (Redemption)
Sukuklaştırma işleminin son vadesindeki geri ödeme işlemidir.
Muacceliyet
Bir borcun istenebilir hale gelmesi, ifa zamanı anlamlarına gelir.
Mütemmim Cüz
Ayrılmaz parçaları ve eklentileri anlamına gelir.
Zorunlu Karşılık (Reserve Requirement Ratio)
Bankaların bilançolarında taşıdıkları mevduat, kredi ve benzeri yükümlülüklerine karşılık Merkez
Bankasında tutmak zorunda oldukları rezerv miktarını gösteren kanuni
karşılıktır.
Katılım bankacılığı, Katılma hesabı ile, yatırılan fonların bu kurumlarca kullandırılmasından doğacak kâr veya zarara katılma sonucunu veren bankacılık sistemine denir.
Katılım bankası, müşterilerine katılıma hesabı üzerinden, yatırılan fonların bu kurumlarca kullandırılmasından doğacak kâr veya zarara katılma sonucunda paylaşım yapan bankalara denir.
Katılma hesabı, hesap sahibi ile katılım bankasının emek sermaye ortaklığı yaparak açtıkları hesaptır.
Katılım hesabı, müşterilerin katılım bankaları üzerinden açtırdıkları hesaba denir. Bu sayede fonların bu kurumlarca kullandırılmasından doğacak kâr veya zarara katılma sonucunda paylaşımı sağlanır.
Kâr payı, Katılım bankasına katılma hesabı açıldığında; Bankaya borç değil sermaye verilmiş olur. Banka bu sermayeyi işletecektir. Banka fonu istediği gibi kullanamaz; meşru ve faizsiz alanlarda kullanmak zorundadır. Banka kâr zarar dağıtımı için sürekli hesap yapmak zorundadır. Kar zara hesabı sonucu hesap sahiplerine verilen paya kar payı denir. Katılma hesaplarında vade sonunda fazlalık alınacağı kesin değildir. Zarar ihtimali vardır. Dolayısıyla alınacak fazlalığın miktarı da hesap açılırken belli değildir. Alınacak fazlalık bankanın dönem içindeki kârına bağlıdır
İslami sigortacılık sisteminin diğer adıdır. Yardımlaşma, dayanışma, bağış ve ortaklık esasına dayanır. Ödenen primler sigorta şirketinin değil katılımcılarındır. Bu primlerle katılımcılara sigorta tazminatı ödenir. Ayrıca bu fonlar faizsiz yatırım alanlarında değerlendirilerek katılımcılar adına kâr sağlanır.
İslami sigortacılık sisteminin diğer adıdır. (bknz. Katılım sigortacılığı nedir?)
Enflasyon farkı, paranın kaybettiği değer, paranın alım gücündeki azalma oranıdır. Enflasyon farkının borçludan talep edilmesi faiz değildir. Bilakis enflasyon farkı alacaklının hakkıdır.
Fon toplama ve fon kullandırma faaliyetleri ile diğer bütün bankacılık işlemlerinde faizin kullanılmadığı, parasal işlemlerle mal ve hizmet hareketlerinin birbirine sıkı sıkıya bağlandığı, her para hareketinin mutlaka bir mal veya hizmete karşılık geldiği; gelirin kâr ve zarar ortaklığı esasına göre bölüşüldüğü finansal sistem.
İcazet belgesi almış, Türkiye Katılım bankaları birliği ve BDDK tarafından izin almış bankalarca alınan kar payı helaldir.
Helaldir. İcazet belgesi almış kurumlardır. Türkiye Katılım bankaları birliği ve BDDK tarafından izin almış kurumlardır.
İcazet belgesi almış, Türkiye Katılım bankaları birliği ve BDDK tarafından izin almış katılım bankası ve bu bankalardan alınacak kar payı helaldir.
İcazet belgesi almış, Türkiye Katılım bankaları birliği ve BDDK tarafından izin almış bankalarca alınan kar payı helaldir.
İcazet belgesi almış, Türkiye Katılım bankaları birliği ve BDDK tarafından izin almış bankalarca alınan kar payı ve açılan katılma hesabı helaldir.
İcazet belgesi almış, Türkiye Katılım bankaları birliği ve BDDK tarafından izin almış Ziraat katılım bankası ve bu bankadan alınacak kar payı helaldir.
İcazet belgesi almış, Türkiye Katılım bankaları birliği ve BDDK tarafından izin almış Kuveyt Türk katılım bankası ve bu bankadan alınacak kar payı helaldir.
İcazet belgesi almış, Türkiye Katılım bankaları birliği ve BDDK tarafından izin almış bankalarca alınan kar payı ve açılan katılma hesabı helaldir.