Dolar 34,3826
Euro 36,8470
Altın 2.970,27
BİST 9.184,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 15°C
Çok Bulutlu
İstanbul
15°C
Çok Bulutlu
Pts 18°C
Sal 15°C
Çar 14°C
Per 14°C

Abdurrahman Kaan Büyüme Rakamlarını Değerlendirdi

Abdurrahman Kaan Büyüme Rakamlarını Değerlendirdi
30 Kasım 2020 11:15

Abdurrahman Kaan %6,7’lik büyüme oranı memnuniyet vericidir

MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan Büyüme Rakamlarını Değerlendirdi;

Üçüncü çeyrekte %8 oranında genişleyen sanayi sektörü ve %9,3 oranında genişleyen imalat sanayiinde ülkemiz için mevcut üretim ölçeği, pandemi sonrasında rekabet avantajı olacak. Bu noktada farklı sektörleri de kapsayarak tabana yayılan %6,7’lik büyüme oranı memnuniyet vericidir.

Covid-19 salgını öncesinde 2020 yılı genelinde yüzde 3,5 oranında büyümesi beklenen küresel ekonominin, güncel tahminlere göre bu dönemde yüzde 4,5 – 5,0 bandında küçüleceği tahmin ediliyor. Nitekim pandeminin ekonomik anlamda bedelini yılın ikinci çeyreğinde ağır bir şekilde ödeyen küresel sistemin öncü ülkeleri, yılın üçüncü çeyreğinde de daralmalarını sürdürmüştü.

Söz gelimi bu dönemde İngiltere ekonomisi yüzde 9,6, Japonya ekonomisi yüzde 5,8, Avro Bölgesi yüzde 4,4, Almanya ekonomisi yüzde 4,0 ve ABD ekonomisi yüzde 2,9 oranında küçülmüş, yüzde 4,9 oranında büyüyen Çin ekonomisi dışarıda bırakıldığında bütün G20 ülkelerinin negatif seyri dikkat çekmişti.

Bu bağlamda değerlendirildiğinde yılın üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 6,7 oranında büyümüş olması, yalnızca gelişmekte olan ülkeler arasında değil, gelişmiş ülkelerin ekonomi performansından bile pozitif olarak ayrıştığımıza işaret etmektedir. Böylece yılın üçüncü çeyreğinde G20 ülkeleri arasında en başarılı büyüme performansını sergileyen ülke, Türkiye olmuştur.

Bu dönemde yüzde 9,2 oranında genişleyerek büyümeye ciddi bir katkı sağlayan iç tüketimin yanında yüzde 22,5 oranında artış kaydeden yatırımların da iki çeyrek aradan sonra güçlü bir şekilde yeniden pozitife dönmüş olması, Türkiye ekonomisinde toparlanma sürecinin hızını belirleyen temel faktörlerin başında gelmiştir. Salgın sürecinden oldukça olumsuz etkilenen dış ticaretin daraltıcı etkisiyle yüzde 22,4 oranında azalan mal ve hizmet ihracatının ise yılın son çeyreği itibariyle pozitife döneceğine inanıyoruz.

Son yıllarda bilhassa hizmetler sektöründe göstermiş olduğumuz atılıma karşın, imalat sanayii Türkiye ekonomisi için önemini muhafaza etmektedir. Yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 8 oranında genişleyen sanayi sektörü içerisinde yüzde 9,3 oranında genişleyen imalat sanayiinde ülkemiz için mevcut üretiminin ölçeği, Covid-19 sonrası dönem için bir rekabet avantajı olacaktır. Bu dönemde sanayi sektörünün yanında hizmetler, tarım ve inşaat sektörünün büyümelerini sürdürmesi, 6,7 puanlık büyümenin tabana yayıldığına işaret etmesi bakımından memnuniyet vermektedir.

Böylece yılın ilk üç çeyreğinde ortalama olarak yüzde 0,4 büyüyen Türkiye ekonomisi, YEP kapsamında hedeflenen 0,3 puanlık yılsonu büyüme hedefine bir adım daha yaklaşmıştır. Pandemi süreciyle birlikte uluslararası kuruluşların ciddi bir daralma öngörüsünde bulunduğu Türkiye ekonomisinin yeniden pozitif büyüme patikasına girmesi, bilhassa 2021 ve sonrası dönem için reel sektör adına ciddi bir motivasyon anlamına gelmektedir.

Bu bağlamda MÜSİAD olarak yeni dönem olarak ifade edebileceğimiz önümüzdeki bu süreçte; birbiriyle uyumlu para ve maliye politikalarıyla ekonominin yeniden güçlü büyüme dönemine gireceğini, üretim-ticaret-yatırım üçgeninde göstermiş olduğumuz çabanın üzerine çıkarak ekonomik büyümenin sürdürülebilir bir şekilde devam etmesini sağlayacak uluslararası rekabet gücüne ulaşacağımıza inanıyoruz.